0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1756
Okunma

elais artık bu şehrin
çamurlu çıkmaz sokakları
kaldırım taşları ıslak ıslak biz kokar
ve sen içimde kuytularımda susarak ölürsün...
yabancısı artık
bu coğrafyanın gözlerimdeki sevinçler
göğünün koynuna sakladığım hercai düşler kızılca sonbahar...
beyaz gülün bir çeperine tutunmuş
gece kokulu şebnemler uyananırken titreyerek
göksuda yakamozlar can verir sabahın ayazında...
elais yine şiir olup dökülüyorsun
parmaklarımın ucundaki hain sızının soluğundan...
dili sürçmüş
kekeme repliklerin eşgali belirsiz çığlıkları gibi
boğuluyorsun devrik cümlelerin öznesi olupta içimde...
adını adımın yanında unutup koca çınarın gövdesinde
dudaklarının kundakladığı cehennemin orta yerinde bırakıp gidiyorsun...
okyanuslar boğuluyor
eski deniz fenerinin saçağına sığınmış o martının gözlerinde
karla karışık yağıyorsun
köhne balıkçı kasabasının yalnızlktan sırıl sıklam gecelerine
dudaklarımın kıyısında utangaç adın teslim olurken hıçkırıklarıma...
sensizdim sessiz biteviye çaresiz
rüzgarlardan topluyordum gelincikleri kıskandıran kokunu
şimdi usul usul terkediyorum şiirleri
gözlerimden söküp bir bir eski senli gülüşleri
terkediyorum
deli deli sevişlere boğulmuş efsunlu geceleri...
elais koca bir ömrü hiç edip
eski bir masalın kıyısından yaramıza bir damla göz yaşını
tuz diye basıp geçtik ardımızda koca bir hiç artığı gibi bırakıpta...
Hasan ODABAŞI
5.0
100% (1)