2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
652
Okunma
Nasıl bir açlıkla doğuyor insan nasıl
Sütte beklememiş et parçası sanki
Gözler aç
Ruhlar aç
Mide aç
Hepsini aç
Kemiriyorlar koltukları masaları duyguları Tiransı
Toprağı yağmalanmış
Sömürülmüş madenlerin vagonlardaki şarkısı
Görmek istediklerine ayarlanmış mercek ve iris
Ağı delen mızrak ellerinde Anakarsis
En eski tasımız o dolmalı
"Var" olanı sürdürmek için dolmalı
Yaşamsallığı büyümeyi sistem döngüsünü
Bak nasıl dönüşecek her şey
Sonrası bildik yaşam süreklilik
Nefes aldı dolaştırdı kırmızı kanallarda
Boşalttı gün aşırı ve sindirdi
Gökten düştü kutudan çıktı göründü
Pastayı kesti ve büyük bir dilim yedi
-Anne kılıklı bir zebaninin kızını dövdüğünü duyuyorum şu an. Hayır dinlemiyorum asla; maruz bırakılıyorum buna. Parmaklarım duruyor, aklım şerefeye bakıyor, dudağımın kıyısı çekiliyor; içim şaşkın... Ha ne dediniz? "Medeniyet" mi? İşte o, kılıktan öte olamıyor yazık ki. Keşke! Hangi "aç" tası boş o kendi kanını döven yaradılış kazasının?-
Yazmayacaktım ama en çok da bunun için yazmalıydım
Açlık hep açlık
Of
Güçmüş otoriteymiş açlıktan başka şey değil
Scarlett O’hara geliyor aklıma
Bereketi yakılmış toprakta savaş sonrası
Elleri havada
Gömdüğü yumrular ve savurduğu tohumlara bakıp da
- Bir daha asla aç kalmayacağım!
Aç kalmayınız!
5.0
100% (3)