Biri onlara söylesin: Bu topraklarda, Damar damar, Arza iner kökleri; Bizi gölgesinde, Toplayan çınar!
Bu topraklarda; Cihan-şümul dinin, Ve alnı secdede, Bir medeniyetin, Asırlardır süren, Nakış nakış çetin, Kader ortaklığı var!
Biri onlara söylesin: Bu topraklarda, Kıl kadar farkı yok, Yaradılıştan kimsenin. Pul kadar hükümsüz; İnsanlıktan çıkmadıysa, Çulun şala denk İtibarı irfanımızda.
Bu topraklarda, Geçerlidir hâlâ, İnsanı kalbiyle Ve insanlığıyla ölçen, Bir kuyumcu ayarı!
Biri onlara söylesin: Bu cennetvatan için, Tertemiz alnından, Vurulup düşenlerin, Yürek yürek kabarttığı, Bu sevdalık denizi var ya, Taksim’e falan sığmaz!
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ŞER GÜÇLER HER DEVİRDE MİTİNG YAPAR Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri, İslam’ın lehine olan gelişmelerden aşın derecede rahatsız olunca Darünnedve'de toplanmaya karar verdiler. Bu toplantıya Kureyş'in bütün ileri gelenleri katıldığı gibi Şeytan da Necidli bir ihtiyar kılığında katılmıştır. Darünnedve' de ileri sürülen görüşlerin hiç birini beğenmeyen ihtiyar, Ebû Cehîl'in fikri için " İşte gerçek söz bu adamın sözüdür. Bundan başkasının sözünü uygun görmüyorum" demiştir. "EBU CEHİL ÖLMEDİ, KITALAR DOLAŞIYOR."
Miting yapmak, bir hakkı savunmak veya halkı bilgilendirmek için yapılabilir elbette. Söyleyeceğini söyler ve dağılır; işine gücüne dönersin. Devlet erki, miting yapılmasına karşı çıkmamıştır üstelik! Gösterilen yerlerde yapılabilir, eğer niyetiniz gerçekten buysa! Devlet yönetimi, vatandaşını da, onun yasalarla belirlenmiş haklarını da korumak üzere vardır. Söz söylemek haksa, sözün hukukuna uymak da muhakkaktır. Ben özgürlüğümü kullanıyorum diye, birisine "hırsız" diyorsanız, kullanılan o özgürlüğün size yüklediği, hukukta karşılığı olan bir sorumluluğu da vardır. Toplantı özgürlüğü, toplanma yeri özgürlüğü de bunun gibidir. Hakkınızı kullanırken, başkalarının hakkını da gözetmek zorundasınız! Ben yaptım, oldu deme özgürlüğünüz yoktur. Bunu, başka sebeplerle size yasalarla verilmiş dokunulmazlık hakkını kullanarak yapmaya kalkmak, hakkı iki kere kötüye kullanmaktır. Toplumun sağduyu ile bu teraziyi ortaya koyması, aksi davrananlardan yasal yollardan bunun hesabını sorması, geleceğimizi güzel kılacaktır kuşkusuz. Bu millet, bu terbiyeden geçmiş, köklü bir geleneği olan sağduyulu bir millettir. Ebu Cehillere bu memlekette varlık gösterme hakkı ve gücü uzun vadede olmamıştır, olmayacaktır. Selamlarımla.
Miting yapmak, bir hakkı savunmak veya halkı bilgilendirmek için yapılabilir elbette. Söyleyeceğini söyler ve dağılır; işine gücüne dönersin. Devlet erki, miting yapılmasına karşı çıkmamıştır üstelik! Gösterilen yerlerde yapılabilir, eğer niyetiniz gerçekten buysa! Devlet yönetimi, vatandaşını da, onun yasalarla belirlenmiş haklarını da korumak üzere vardır. Söz söylemek haksa, sözün hukukuna uymak da muhakkaktır. Ben özgürlüğümü kullanıyorum diye, birisine "hırsız" diyorsanız, kullanılan o özgürlüğün size yüklediği, hukukta karşılığı olan bir sorumluluğu da vardır. Toplantı özgürlüğü, toplanma yeri özgürlüğü de bunun gibidir. Hakkınızı kullanırken, başkalarının hakkını da gözetmek zorundasınız! Ben yaptım, oldu deme özgürlüğünüz yoktur. Bunu, başka sebeplerle size yasalarla verilmiş dokunulmazlık hakkını kullanarak yapmaya kalkmak, hakkı iki kere kötüye kullanmaktır. Toplumun sağduyu ile bu teraziyi ortaya koyması, aksi davrananlardan yasal yollardan bunun hesabını sorması, geleceğimizi güzel kılacaktır kuşkusuz. Bu millet, bu terbiyeden geçmiş, köklü bir geleneği olan sağduyulu bir millettir. Ebu Cehillere bu memlekette varlık gösterme hakkı ve gücü uzun vadede olmamıştır, olmayacaktır. Selamlarımla.
Savaşlara, acılara, siyasi bunalımlara en uzun cümleleri kuran, en hazin öyküleri yaşayan bir milletin çocuklarıyız, Huzur iklimlerinde boy vermiş en kutretli başaklarında tertemiz taneleriyiz. Lakin kendi memelerimizden emzirerek büyüttüğümüz, başını şevkatle okşayıp göğsümüzün sıcağına yumduğumuz ve onurla büyüttüğümüz çocuklardan gördük yine en büyük ihaneti, hemde hiç haketmediğimiz halde ve haketmediğimiz bir zamanda. Ancak Saygıdeğer şairim Abdurrahman GÜNAY kardeşimin yukarıdaki "HATIRLATMA" Şiirinin birinci bölümünde hatırlattığı üzere hesap edemedikleri bir gerçek vardı; şairin dediği gibi "Bu topraklarda damar damar, arza iner kökleri, bizi gögesinde toplayan çınar." evet onlar çınara yapraktı, biz ise kök. Yani bütün mevcudiyetlerini bize borçlu olan irade yoksunu ve her rüzgarda yalpalanan hazanı kaçınılmaz ve savrulmaları kuvvetle muhtemel yapraklar. Nihayeti de öyle oldu biz başka bahara başka yapraklar açarken kendini ağaç sanan gödesizler şerefli bir yaşamın hayalini bile kuramaz durumdalar. Şairin ikinci kısımda yaptığı "kader ortaklığı" vurgusu bizde kökü çoook derinlere inen ve insan ilişkilerimizde ahde vefa olarak tezahür eden bir duygudur ki,bu duyguyu besleyen ve her daim zinde tutan o evrensel islami iklimimizdir. Bizim ölümümüz pahasına bu duygu ile el tuttuğumuz halklar, bu gün bu iklimin yokluğunda çoraklaşmanın acı sonuçlarını yaşamaktalar. Yine üçüncü bölümde şair; bizi biz yapan değerlerin olgunlaştırdığı vicdani hukukun, genlerine kadar nufuz ettiği bir devletin ve o devleti oluşturan halkın kültüründe, adaletinin yanında kural dışılıklarada aynı refleksle karşılık verme kudretinin olduğundan bahisle hatırlatmasını yapmaktadır. Dördüncü bölümde Şair; yine o insani değerleri ön plana çıkaran duyguların köklerinin adresini vermektedir. Her ne kadar sınırlarını net olarak çizmesede, şahsen ben bu değerlerin vucut bulduğu toprakları, şairin, "Bu topraklarda" dizesinden Devlet-i âliye-yi Osmâniyye' nin o mizanla ve onurla hüküm sürdüğü tüm coğrafyayı kasdettiğini anlamak istiyorum. Yukarıdaki dört bölümde şair, biriken bir sessizliğin altında duran potansiyelin fotoğrafını ortaya koyduktan sonra, son bölümde "Tertemiz alnından, vurulup düşenlerin" dizeleri ile üstat Akif'in Çanakkale şehitleri şiirini bina ettiği o necip milletin ruhunu bize üfleyerek, o kahraman potansiyelin kimliğini bize açık etmektedir. Ve "Bu sevdalık denizi varya, Taksim'e falan sığmaz" Dizeleri ile şair sınırları biraz daraltarak bu devlete karşı kursağında hala kalkışma sevdası taşıyan belli guruplara, bir taraftan kökleri bu topraklarda olan ağacın büyüklüğünü resmederken diğer taraftanda, bu kutretli milletin tahammül sınırlarını çizmektedir. Sonuç olarak şiiri okuyanı aklı ile, vicdanı ile ve gözleri ile baş başa bırakan şair dostum Abdurrahman Günay, adeta benden hatırlatması kardeşim kaldır başını Suriyeye bak, Irak'a bak Filistine bak, Afganistana, Ukraynaya bak, hatta 1960'a bak 1980'e bak ve aklını başına devşir ve rahatının kıymetini bil yoksa, yoksaaaaa!!! demektedir... Benim gibi aklı kıt birine bile bu kadar şey anlatabilen bu şiirin şairinden, geleceğime umut damıttım doğrusu. Yürekten kutluyorum üstadım bünyesi yoğun ve anlamlı bir yapıttı...
Eyvallah kardeşim. O takıldığınız kısım, bu tür eserlerden gerekeni alması gereken insanların, akıllarını kendi aklımdan üstün gösterme özverisini ortaya koyarak, biraz fikri uykudaki bedenlerini şoklamak birazda şiirin özünde yatan kültürün mütevaziliğine en üst perdeden bir girizgah açmaktı. Ne ala girebilene...Saygımla.
Sayın Aydın Bey kardeşim, şiir dostluğu şair dostluğuna dönüşürken, bu dostluğun ortak fikir ve değerlerden beslendiğini görüp "yalnız değilsin" mesajını almış olmak... İşte asıl değer bu; asıl yüceltilmesi gereken paydaşlık bu, kardeşim. Uzun ve emek verilmiş bir yorumun tek takıldığım yeri "Benim gibi aklı kıt birine bile bu kadar şey anlatabilen bu şiirin..." ibaresi oldu ve size sitem ettim. Onca güzel şiirler yazabildiğine şahit olduğum siz kardeşimin kendinize haksızlık ediyor olmanızı kabul etmiyorum, müsaadenizle. Evet, çok güzel anlayıp tespitlerinizi sıraladığınız üzere, en az bin yıllık kadim tarihin özneleri olan Anadolu medeniyetinin halkları Türklük potasında millet olmuşlardır ve bu milletin coğrafyası da, anlayışı da "cihanşümul" dinimizle insanlığı kucaklayıcı bir enginliktedir. İçerde ve dışarda bizi, köksüz bir toplum gibi şehir meydanlarına hapsetmeye, bize insanlık ve demokrasi dersi vermeye çalışanlarının bu tarihi, kültür ve medeniyeti kimliği haline getirmiş milletimizi iyi tanımaları gerekiyor. Yorumunuza teşekkür eder, saygılarımı sunarım aziz kardeşim.
Eyvallah kardeşim. O takıldığınız kısım, bu tür eserlerden gerekeni alması gereken insanların, akıllarını kendi aklımdan üstün gösterme özverisini ortaya koyarak, biraz fikri uykudaki bedenlerini şoklamak birazda şiirin özünde yatan kültürün mütevaziliğine en üst perdeden bir girizgah açmaktı. Ne ala girebilene...Saygımla.
Sayın Aydın Bey kardeşim, şiir dostluğu şair dostluğuna dönüşürken, bu dostluğun ortak fikir ve değerlerden beslendiğini görüp "yalnız değilsin" mesajını almış olmak... İşte asıl değer bu; asıl yüceltilmesi gereken paydaşlık bu, kardeşim. Uzun ve emek verilmiş bir yorumun tek takıldığım yeri "Benim gibi aklı kıt birine bile bu kadar şey anlatabilen bu şiirin..." ibaresi oldu ve size sitem ettim. Onca güzel şiirler yazabildiğine şahit olduğum siz kardeşimin kendinize haksızlık ediyor olmanızı kabul etmiyorum, müsaadenizle. Evet, çok güzel anlayıp tespitlerinizi sıraladığınız üzere, en az bin yıllık kadim tarihin özneleri olan Anadolu medeniyetinin halkları Türklük potasında millet olmuşlardır ve bu milletin coğrafyası da, anlayışı da "cihanşümul" dinimizle insanlığı kucaklayıcı bir enginliktedir. İçerde ve dışarda bizi, köksüz bir toplum gibi şehir meydanlarına hapsetmeye, bize insanlık ve demokrasi dersi vermeye çalışanlarının bu tarihi, kültür ve medeniyeti kimliği haline getirmiş milletimizi iyi tanımaları gerekiyor. Yorumunuza teşekkür eder, saygılarımı sunarım aziz kardeşim.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.