3
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1706
Okunma

Mavi vaktin birinde
Soğuk bir Salı sabahı
Leylâk kokulu bir sokaktan geçiyordum
İçimde ağlayan tebessümün kendini hüzne bıraktığı bir andı
Ve koptu içimde zamanın çıngırağının ipi
Ve son karşılaşmamız karşımdaydı
Alaca karanlıkta
Esmer bir duvar gibiydi karşımda duruşun
Yüzünde derin izlerini taşıyordun mâzimizin
Birkaç kızıl söz döküldü “lâl” dudaklarından
Buğulu gözlerimde katlayıp cebime koydum cümlelerini
Kan kaybetti gidişinle kentim
Artık ardından
Sen bilmesen de,
Geceleri kaldırımlarıma dökülüyor yıldızlarım patır patır
Ahmet Şafak şarkıyı ikiye bölüyor ortasından
Bir yarısı sen oluyorsun
Öbür yarısı da sen…
Bana kalan sadece hüzün,
Islığıma ise, daracık nefeslerim…
Sonra papirüslere mısralar düşürüyorum bir biri ardı sıra
Uzun mu uzun
Anlamsız mı anlamsız…
Ama okunası…
Okşanası…
Sevilesi…
Bak ! Kirpiğinin ucundan sarkan tebessümünden
Alıntıda gizli onlarda…
Bak ! bende çekip, giderim
Başımı yıkıp omuzlarımın arasına
Düşürüp hüznümün perçemini alnımın ortasına…
Hadi, sevdir kendini incecik bir öksüzoğlan çiçeğinin kızıllığında yeniden
Ya sür beni yalnızlığın “sen” kokan kentine
Yada çık gel :
Bir kez daha yara yara Anadolu’mu bir baştan bir başa
Bak ! durdu zaman gidişinin turkuvaz iç çekişlerinde
Rengi turkuvazdı kokunun
Rengi turkuvazdı yalnızlığımın
Rengi turkuvazdı avazımın: karanlıkta geceyi yaran…
Yâni sendi herşey…
Yalnızca sen…
Bir bilsen…
süleyman altunbaş......bafra...28 nisan 2014....saat: 11:48
5.0
100% (14)