Sarılı beyazlı ne güzel açmış
Gördüm yâr seslenir nergiz dalında
Açmış da çevreye, kokular saçmış
Dudaklar renklenmiş, gülün al’ında

Nasıl şakır bülbül dala konunca
Şad olmazmı o dil, adın anınca
Gülistan içinde en güzel gonca
Kızıl gül olaydım yâr’in elinde

Fırsat verme n’olur, ağraz dillere
Özlemin çekerim bakıp yollara
Mecnun’un izinden gitsem çöllere
Kara sevda çıkar, kahve falında

Kaçıp uzaklara, özletme n’olur
Seven yürek her dem, aşkını bulur
Sen canım dedikçe içim hoş olur
Yıkanmış sözlerin, anzer balında

Mutluluk hakkımız, derim elbette
Dön ama mutlaka, şimdilik gitte
Erimesin zaman, zalım gurbette
Geçmesin ömrümüz hasret yolunda

Büyülerdi beni, tatlı sözlerin
Şu deli gönlümde, saklı izlerin
Karşıma dikilir, elâ gözlerin
Hisset beni n’olur her gün solunda

Kızıl gül dalına, gönül konunca
Lüzumsuz, yüreğin aşkla yanınca
Sevdalardan yana, şansın dönünce
Nasıl sevinirsin, yâr’in kolunda

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ