Mavi bir mine güne değen güneşe
sunarken aşkını
bir balın polen öteselliğinde arı
şaşkın bir uç uç önce kendine
sonra eşe/dosta konan bir meşe

OI patlamasında beynim yabancıl
emotional zekanın eserimi düşsel bakışım
bir kenarda aklı kıt bir adam yabancıl
baykuş bakışı mesafeli üzerimde gözler kaçışım
şaşkın ördek su yerine yüzermiş karada bu kacıncıl

izlemimde bir kadın
kırılmış tüm rengarenk telekleri
günahı sadece sevmek olan
bir yumru boğazında buruk ,yutulmaz olan
hangi gün doğumunda yeniden vurulacak belli değil ?

izlemsellik dönüşümün
en batıl güncesiyken
bir uçurtma uçuran çocuk
öylesine kıvançlıyken
kim vurabilir serçeleri gözyaşlarıyla boncuk boncuk

hadi kültür satalım şiirin çarşısında
atalım Abaküsleri ,parmaklar ne güne durur
haşlanıp kurutulmuş boncuk fasulye karşında
say say başa dön becereme
bana bak bak kudur

bir yoksul
her tarafı
kir ve pislik

ağaramayacak
kırk ilkindilerde
kırklansada

ne göbek taşı kabul edecek
ne de musalla taşı

öylesine bir durgun denizim
ruhunda Nirvanaya ulaşan
ne kibir ne ego ezelim ,ebedim
koyağında zincir atmış ellerime bulaşan
mutluluğun ,mutluluğumdur be hey şaşkın

muhteşem bir üzeri akşam
gurubun kızılın da /dilimde zikir
avuç avuç saçıyorum mutlulukları
yoksul yüreklerin en aç köşelerine
öylesine bir mumun ,öd ağaçlı tütsüsünde


İçsel bir yolculuğun en damar anı
boyutların yok olduğu sağ,sol loblar
bir Lama türkürmesinde yıkanan sanrı
o kızarmayan yüzsüz yüzde neşeler hoplar
meleklerin güldüğü ,bir yalan baharı

seyrederim her dem
palyaço çadırındaki
oynanan komediyi
yeniye ait değil taşlar/ kalmış arnavut kaldırımlarında
Galata’nın aşkı kan kızılı mey,
tadı hala öpüşmeyi bilmeyen/dudaklarında

bitimsiz hiç / bitimsiz birbaşlangıç yok
daha ilk andan
ayrılıkların keş ödenmişliği
suya yazı yazılırsa /ki hala yok
aşk durur sanki ilk beklediği yerde
ciğere saplanacak alışılmış/hainliği

uçurdum ruhumun içindeki kasveti
serçe kuşlar yuvalarına varalı beri
kelebekler ölmeyecek !
gün bitmeden neyse ki
Helenin adadığı saçları adak olalı beri

olmasa da aşk,
kazansın dirlik düzen
kırık sazlarda bozuk nağme
ninni söylesin anne dizinde ki bebeğe
olsun çatıda/birlik düzen
bir çocuk yüreği ağlamasın ,
nağme nağme

ben ağlarım tüm serçelerin yerine

koparmam kanadını kurtlu kelebeğin

günün içinden geçerken zamanın zembereği

vur patlasın ,çal oynasın
nasıl olsa yine güneş vurdu odana

uçkuru olmayan şalvar tutar mı!
belde bilmem...

Akdenizden 24-03-2014...



...........................................................EMA