9
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2273
Okunma

Gittin
ardında hüzün kokulu bakışlar bırakarak
gidişin
yarama tuz basılmış acı
gidişin
karlı kış gecesi
gidişin
dağbaşı ıssızlığı
çiçeksiz, renksiz
ve ayazı kirpiklerime vuran
uğul uğul bir rüzgar başımda...
Gittin öyle apansız
hayaller birikti gözlerime ıpıslak
büyüdü gitgide yalnızlığım
yıldızlar terketti burayı, ay küs
ardında yalnızca anılar kaldı
kırık dökük
boynu bükük anılar...
Yoksun işte
gözlerin yok
ellerin yok
kar yağıyor anılara
üşüyor hayat
yoksul bir kıyıda
seni beklemede kalbim hala
öylesine melûl, mahsun ve tenha...
Her gece
ırmaklara salıyorum gözlerimi...
denizler ortasında,
kaybolmuş bir sandal gibi
binlerce kıyıya çarpa çarpa
öylesine yitik, öylesine çaresiz
öylesine perişan yaşıyorum…
özlemler yüreğime sığmıyor artık
Sen bu şehirde bulutlarla gittin
zifiri geceydi,yağmur yağıyordu
bütün sokaklar ağlıyordu
gittin işte, gidiş o gidiş
bir daha dönmedin geri
yarısı sende kaldı kalbimin
yarısı bende ezgili..
bu yürek yara şimdi, bu hayal kırık
ömrüm sokaklarda bir yaprak artık
gelme, öyle yorgunumki,
zemheri karlarını bekle…
Gözlerimde sessiz bir gözyaşı
bekler öylesi
dağ sevdalı
rüzgara hasret bir ince dal aşkına.
gülsem gül incinir
ağlasam dal
gelme, seni çok özledim…
nisan yağmurlarını bekle…
Ben ki, unutulmuş gökyüzü masalıyım
uzak iklimlerin güz çiçeği
ve hala o gözleri sürgün
hüzün bakışlı çocuğum
öylesine sessiz, öylesine dilsiz.
ne analar kucaklıyor artık
ne de hasret kokan ıssız geceler...
Bir gün tarih düşülürse
çizilirse aşkın miladı
yapraklar düşerse, kuşlar göçerse
ve sen dönersen
kilitlenirse gözlerim gözlerine
ellerin ellerime kilitlenirse
işte asıl o zaman ölürüm ben...
işte asıl o zaman ölür...
işte asıl o zaman…
işte asıl o...
Nuri CAN
www.sevgiport.com/nurican
5.0
100% (1)