1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1909
Okunma

Gökkubbe gülşenine indi bir çiçek,
Yasemen beyazınca açtı gülzehra.
Züleyha tebessümlü ay gibi gerçek,
Cennetin kapısından geçti gülzehra.
Bozkırın ortasına zühreden indi,
Cemreler devrildikçe gençliğe erdi.
Gönlünde fırtınalar yaşamı sevdi,
Koçyiğitler başına taçtı gülzehra.
Daha onaltısında görücü geldi,
Söylenen acı sözler kalbini deldi.
Akan gözyaşlarını periler sildi,
Sararmış yaprak gibi uçtu gülzehra.
Nikahta kerameti korateş buldu,
Her yeni doğan güneş sıratta yoldu.
Gönül şen olmayınca sararıp soldu,
Dört mevsime hüzünler saçtı gülzehra.
Kalbine baktı zehra perdeler kalktı,
İnce zara dokundu tuzlu yaş aktı.
Hüzün kayalarına yas mumu yaktı,
Karanlığın koynuna kaçtı gülzehra.
İshak der,dünya hali kimine sefa,
Sunarken kepçe ile kimine cefa,
Varmak için menzile bilmem kaç defa,
Şerbet diye ağular içti gülzehra.
İshak Özlü
Nazire yazılmıştır.
(Ne ölçü ne kafiye hece-mece
Bende yapayım dedim bir nazire;)
’Gül Zehra’ diyorsun ustam
Gülmek bize ,uzak bir iklim gibi
Güldürenler olmadıktan sonra
Gül demekle gülünmüyor ki be usta!
Allah dedik, yaradana bağlandık
Maddeden çok manaya kandık
Aşka dair; kahır, acı ne varsa yaşadık
Sevdik amma sevilmedik be usta!
Gönülden sevip, içten bağlandık
Yargısız infazlara, maruz kaldık
Terbiye ahlak ile donandık
Yalanı hiç bilmedik be usta!
Ne yaparsın elde değil, sevdalandık
İçimizde, tertemiz gizli yaşadık
Yüreğimiz kan revan, ahu figan ağladık
Biz timsah gözyaşları dökmedik be usta!
Vuslatı mahşere sakladık
Dilimizde sus bağı ile dolandık
Dünya yüzünde,derde boyandık
Muradımız yarım kaldı be usta!
NAKİZA
2007
ZEHRA ÇELİK
5.0
100% (3)