Ben küçük bir çocukken, yedi, sekiz yaşında Öğüt verir başımın etini yerdin babam "Ben sana ne istersen alırım ay başında Hiç kimsenin malına göz dikme" derdin babam
Yemyeşil erikleri sarkar görünce dalda Ağzımın suyu aksa, yanılıp da şaşırsam "Sahibine geri ver" derdin "bunları al da" Yakalardın ne zaman üç beş tane aşırsam
Meselâ komşu teyze verse bir avuç şeker "Ayıp, alma" der gibi bakardın gözlerime Bir kere de demezdin, çocuktur, canı çeker Şimdi n’olur alınma sitemli sözlerime
Maaşını alınca herşey alırdın eve Dolu dolu gelirdin ellerinde fileler Minyon tipin dönerdi gözümde birden dev’e Biterdi ay boyunca çekilen tüm çileler
Hırsızlık kötü birşey değilmiş ki aslında Boşa nasihat etmiş, sıkmışsın bizi babam Bak abiler amcalar şimdi çalma faslında Üstelik hiç birinde kalmıyor izi babam.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çalıyorlar, yağmalıyorlar, Türkiye'nin en güzide yerlerine palazlanıyorlar. Boğaz'ın trilyonlarca dolar değerindeki kırmızı yalıları Tapınakçılara, siyah yalıları Masonlara ait. Beyaz yalılar ise malum bir tanesi devletin gizli sırlarını dinlemek için İngiliz üssü olarak kullanılmış. Bunlar çok rahatsız edici. Bunlar çalamadıkları zaman ortaya rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık senaryoları ile çığırtkan bir şekilde çıkıyorlar. Bu şekilde Türkiye'de piyasalar allak pullak oluyor. Önce dolar ve altın yükseliyor, faiz yükseliyor, yine çalıyorlar. Profesyonelce. Yazmak lazım. Hani Türkiye'de çalma eyleminden rahatsız oluyoruz ya!
Yalılara yaftayı yapıştırmışsın ama mason kimlikli ustanın bir gecede kanun çıkararak, şahsın birinin aldığı arazinin yanındaki park alanını imara açıp inşaat alanını genişletmek suretiyle, buna binaen rüşvet olarak aldığı villalardan, ihale karşılığı oğluna kızına bağışlanan villalardan bahsetmeyi unutmuşsun.
Yalılara yaftayı yapıştırmışsın ama mason kimlikli ustanın bir gecede kanun çıkararak, şahsın birinin aldığı arazinin yanındaki park alanını imara açıp inşaat alanını genişletmek suretiyle, buna binaen rüşvet olarak aldığı villalardan, ihale karşılığı oğluna kızına bağışlanan villalardan bahsetmeyi unutmuşsun.
Doğru hırsız olmasalar tutuklulukları devam ederdi daha, deliller toplanıp suçsuzlukları ispat edilene kadar altı yedi seneleri içeride geçerdi. Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
Doğru hırsız olmasalar tutuklulukları devam ederdi daha, deliller toplanıp suçsuzlukları ispat edilene kadar altı yedi seneleri içeride geçerdi. Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
İmam-ı Azam Hazretleri, Hanefi mezhebinin imamıdır. Babası, Sabit isminde takva sahibi bir zattır. Sabit Hazretleri, bir gün bir akar suyun kenarına abdest almak için gitmişti. Abdeste başlayacağı sırada, yukardan aşağı suyun üzerinde yüze yüze gelen bir elma gördü. Elma yaklaşınca, uzandı ve aldı. Belli ki, biraz yukarda bulunan bir bahçedeki ağaçtan kopup düşmüştü. Bu taze elmayı canı istedi. Aldı ve ısırdı. Tam ısırmıştı ki aklına bir şey geldi. Peki bu elma kendisine helal miydi? Derhal ağzından çekti. Çekti ama, o ısırmadan dolayı boğazına birkaç damla elma suyu gitmişti. Bunu daha önce niçin düşünmediğine çok pişman oldu. Kendisine ait olmayan bir elmayı asla ısırmamalıydı. Bu elmanın yenilmesi de suyu da bana helal değildi. Yanlış yaptım. Gidip sahibini bulmalı ve sahibinden helallık dilemeliyim, diye düşündü. Suyun geldiği tarafa doğru yürümeye başladı. Biraz yukarda, bir elma ağacının akan suya doğru eğildiğini gördü. Dalları elma doluydu. Anlaşılmıştı. Bu elma buradan düşüp kendisinin yanına kadar gelmişti. Bahçeye girdi ve bahçe sahibini buldu. Durumu ona anlattı ve: - Bana hakkınızı helal ediniz. Bilmeden, düşünmeden elmanızı ısırmış oldum, dedi. Bahçe sahibinin şartı vardı. - Bana iki sene hizmet edersen o zaman düşünürüz, dedi. Sabit Hazretleri adamın şartını kabul edip başladı hizmet etmeye. İki sene boyunca adama hizmette bulundu. İki sene sonunda: - Hakkınızı helal edecek misiniz, iki senedir size hizmet ediyorum, dedi. Bahçe sahibinin şartları bitmemişti. Dedi ki: - Benim bir şartım daha var. Onu da yerine getirirsen hakkımı helal ederim. O da şudur: Bir kızım var. Elleri çolak, gözleri kör, ayakları topal, kulakları sağırdır. Hakkımın sana helal olması için, bu kızımla evlenmen lazım. Düşündü ... Ahirette Allah huzurunda suçlu durumda kalmak, böyle bir kızla evlenmekten zordur, dedi ve kabul etti.
Düğün yapılıp gerdeğe girdi. İçeri girince baktı ki, her tarafı sağlam ve oldukça güzel bir kız, karşısında. Hemen dışarı çıktı. Niçin çıktığını sordular, anlattı: - Herhalde bir yanlışlık var. Bana söylenen kız sakat olması lazımdı, dedi. Kayınpederi dedi ki: - Evladım, benim kızımın gözleri kördür, hiç harama bakmamıştır. Kulakları sağırdır, hiç haram dinlememiştir. Elleri çolaktır, hiç harama el uzatmamıştır. Ayakları kötürümdür, hiç harama adım atmamıştır. Tereddüt etme, o senin helalindir. İşte İmam-ı Azam Hazretleri, bu anne ve babadan dünyaya gelmiştir. . . Ali Eren
Bir de başımızdaki günümüz örneklerine bakalım ahlakın iki farklı yüzü buyurun
Ağzından çıkıyor söz batman batman Gücüme gidiyor vatanı satman Gemicik alıp da salağa yatman Hırsızın kıralı bir seni gördüm
Kalemin dert keder görmesin can abim saygı ve selamımla
Çok sevdiğim, hissesi bol bir kıssadır bu can kardeşim. Ben de bir anımı anlatayım. Bundan yaklaşık yirmi yıl önce köyümüzde ava gitmiştim, öyle bir dalmış, öyle uzaklaşmışım ki köyden acıktım, yanıma da yiyecek bişey almamıştım, bir bahçedeydim baktım ağaçta toplanmayıp dalında kalmış, çatlamış narlar var, doyana kadar yedim, köye döndüm, bizim köyde bir adet vardır bir misafir köyden gideceğinde hemen herkes uğurlamaya gelir, işte o toplanma anında o nar yediğim bahçeyi tarif edip sahibini bulmaya ve helâllik almaya çalıştım, sonunda buldum, bahçe halamlarındı, dedemden kalmaydı.
Biz böyle büyüdük can kardeşim. Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
Çok sevdiğim, hissesi bol bir kıssadır bu can kardeşim. Ben de bir anımı anlatayım. Bundan yaklaşık yirmi yıl önce köyümüzde ava gitmiştim, öyle bir dalmış, öyle uzaklaşmışım ki köyden acıktım, yanıma da yiyecek bişey almamıştım, bir bahçedeydim baktım ağaçta toplanmayıp dalında kalmış, çatlamış narlar var, doyana kadar yedim, köye döndüm, bizim köyde bir adet vardır bir misafir köyden gideceğinde hemen herkes uğurlamaya gelir, işte o toplanma anında o nar yediğim bahçeyi tarif edip sahibini bulmaya ve helâllik almaya çalıştım, sonunda buldum, bahçe halamlarındı, dedemden kalmaydı.
Biz böyle büyüdük can kardeşim. Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
Bir ara bi fotoğraf görmüştüm...Tam hatırlamıyorum sanırım kurtuluş savaşı döneminde çekilmiş...O fotoğrafta yaşlı bir amca bir mehmetçiği dizine yatırmış ağlıyordu...Ya biz ne büyük milletlik, ne koca insanlardık nasıl oldu da bu kadar küçüldük. Düşündükçe aklım almıyor benim...Türk ismi onlara gerçekten yakışıyordu...Biz taşıyamadık o sıfatı...Türk dediğin bu kadar alçalmaz...Gitsinler anayasadan Türk isminide çıkartsınlar...İsmin güzelliği yaşanmadıktan sonra kağıtta yazılı olsa ne olur, yazılı olmasa ne olur...En azından o eski yürekli insanların namını daha fazla kirletmemiş oluruz...Yazıklar olsun hepsine ne diyeyim yani..
Tebrikler Mustafa abi...( Hep Çetiner hocam derim ama bu defa içimden böyle geldi kusura bakmazsınız umarım )
Hırsızlık kötü birşey değilmiş ki aslında Boşa nasihat etmiş, sıkmışsın bizi babam Bak abiler amcalar şimdi çalma faslında Üstelik hiç birinde kalmıyor izi babam.
ne yazık ki çok çok acı ! gerçekleri yazan o koca yüreğin değerli kalemin hep haykırsin hiç susmasın sevgi ve saygılarımla
Olsun be, benimkilere de sizin gibi üç beş dost bakıyor:)) Yazdıklarıma muhalif olanlar bakıyor en çok, "yine ne yazmış bu gıcık" diye:)) Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
Olsun be, benimkilere de sizin gibi üç beş dost bakıyor:)) Yazdıklarıma muhalif olanlar bakıyor en çok, "yine ne yazmış bu gıcık" diye:)) Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.