6
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1334
Okunma

sessiz film gecesi gibi.
ortalıkta kimse yoktu…
in-cin top oynuyordu.
sokağın sesi modern hayatın insanlarını
yabancılaştırıyordu kendilerine.
robotlaştırıyordu.
O ise,
ümit dolu gözlerle bakıyordu okuduğu satırlara
…
“özlemin sıcaklığıyla alevlenmiş bir kadın var dışarda
ayakları değmiyor yere.
burnunu çevirip,
kuzeye rüzgârı alıp kanatlarının altına
uçmayı beklerken ,
renkten renge giren yüzünün aynasına
kan pompalayan yüreği
tatlı heyecanla
çarpıyordu.”
…
Diyordu cümleler…
…
Usulca kalktı yerinden
doğru boy aynasının karşısına
süzdü kendini kısık gözlerle
ve mırıltı halinde döküldü dizeler gül dudaklarından
“ Saçlarını daha sık rüzgâra bırakmalısın
ve o mûnis bakışlarını takmalısın o esnada gözlerine
ki,sözlerin acı çektirmesin sevdiğin adama…”
…
Yoksun
ve
yalnızlığın en ağırını taşıyorum mavi omuzlarımda…
Süleyman Altunbaş...bafra...17 şubat 2014...saat:22:51
5.0
100% (15)