Aşıkla, Maşuk’u, bilene sorsan
Aman ha bulaşma, uzak dur derdi
Toz, toprak içinde, falan diyorsan
Kızım senin işin, inan zor derdi

Selamı almışsın, geri salmak yok
Cevapla dolmuşsun, şöyle gülmek yok
Sevdiğin hatrını, sorup bilmek yok
Sen az yanmışsın, yaksın kor derdi

Kendinle konuşup yar düşlermişsin
Mendilin ucuna aşk işlermişsin
Mutluysan onu da alkışlarmışsın
Gel bu düşü hayra yor derdi sana

Göz göze gelince, kaçmasın bakış
Seven bir yürek, dinler mi yokuş
O nasıl hislenme, nasıl iç çekiş
Hala görmedin mi, kör derdi sana

Baktım da, gözüne, söz geçmiyormuş
Gönül bahçende de, gül açmıyormuş
Vefasızsın desen, hoş kaçmıyormuş
Bazen gönlüne de, sor derdi sana

Yâri ararmışsın, yanında yoksa
Vuslat elbet gelir, bu sevdan haksa
Yaşanmaz boş yere, viranelikse
Beklenen ümidi, ver derdi sana

Çileden memnunsan çıkma yollara
İhtiyaç mı kalır, saran kollara
Anlatma sırrını düşme dillere
Kalan ahir ömrün, kâr derdi sana

Madem çıktın yola, bak gözlerime
İyice kulak ver şu sözlerime
Aşıksa katlanır, tüm nazlarıma
O zaman sözünde dur derdi sana

Can adadım diyen üzmez maşuku
Maşuk da bu yüzden bilir aşıkı
Göz bebeklerinde görür ışığı
Maşuk demezdi de, yâr derdi sana

Benim gönlüm ise salman canan’ı
Bu yüzden şen olur bu gönül hanı
Değişmez elbette gönlün mihmanı
Bir kez olsun n’olur, sar derdi sana

Benim aşkım sana kahır mı verdi
Söyle sevmek için bu muydu derdi
Oysa ki, o seni, nasıl severdi
Gönderme,çek öne, sur derdi sana

Yad’ın yârı isen, neylersin beni
Dedim deli gönül, çok iyi tanı
Kalmadı bu işin, bak olur yanı
Artık sırça köşkü, kır derdi sana

Gönül kafesine, sığmazsa gönlün
Bundan gayrı bence öpülmez anlın
Yad oldu gördün mü, o beyaz tenlin
Bu aşka seranad, ar derdi sana

Lüzumsuz çok yazık, her şey aşikar
Kızıl gülün öldü, bul yeni şikar
Bir kara gözlüyle, bir ömür şakar
Tuna’yı, İdil’i,gez, tur derdi sana

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

AŞİKAR: Açık, net
ŞİKAR: Yaban gülü
ŞAKAR: Şen, neşeli, şakrak,cesur,yiğit