Endamları tepsiye bir albeni katıyor.
Zarafetin anlamı okunuyor dem be dem.
Bir elif parmaklı el çaya şeker atıyor.
Buğusu göze ilaç ıtırı dudağa em.
Efsane anlatıyor naz suretli cerenler.


Hüzün harmanlanıyor yalnızlık senfonisi.
Her yudum ayrı mana her katre naz damlası.
Sükunet simgesi mi bu çaydanlığın isi.
Kalemimi zorluyor efsanenin imlası.
Çaya tılsım katıyor naz suretli cerenler.


Gün ışırken tazelik buğu buğu gül misal.
Gözleri ışıtıyor güzelliğin iksiri.
Güneş aşıp giderken biraz soluyor masal.
Camı nazla süslüyor bu saatte çay piri.
Gurup vakti batıyor naz suretli cerenler.


Kuruyan dudakların özlemi buğu buğu.
Damakta acı çayın hâlâ kekreliği var.
Hayallerde süzülür efsane soylu kuğu.
Yadımıza düşüyor naz ikliminde o yâr.
Zor zamanda yetiyor naz suretli cerenler.
Ankara, 14.01.2014 İ.K