17
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1667
Okunma
Gelmiş bir kara kardeşim Afrika’dan ,
Atmış tezgahını saat satar .
Uzak doğudan gelmişler belli;çinli veya japon .
Resmini çeker,İstanbul’u alıp giderler .
Dikilitaş durur zam kazığı gibi ,
Onu oraya getirmek marifet .
Ok attığı şehzadenin ,
Ok gösterir gidilecek yerleri .
O camileri benim atalarım mı yapmış .
Bizi bir şey bilmez,yapmaz yaptılar .
Şaşırdım görünce o güzel mabedi,
Demek ki matematik bilirmiş dedelerim .
Eminönünde emin olsam ,
Çarpılmayacağıma .
Daha rahat dolaşırdım İstanbul’u.
Garipliğimi attım denize ,balıklara .
Sallarken dalgalar gemiyi ,
Yorgun insanlar suratlarında belli .
Bir varsalar beklenenlerine ,
Yorgunluk gider evlerinde .
Her gün yeni nüfuslar eklenir .
Sen bu yükü nasıl çekersin .
Eski ,yeni halinle
Gönlümde ki güzelsin .
Sanma ki yanında ,
Hasretin azalacak .
Hatıralarını attıkca dolmayan,
Bir kuyusun aslında .
Birleşmez derlerken ,
Köprüler birleştirir iki yakanı .
Hasretin hemen başlar ayrılınca.
Büyümü yaptın ki ,bağlanır elim ayağım...
5.0
100% (14)