Dün gece terk ettim gönül cephemi;
Yakamdan tutarak sorsan ne olur…
Hicran hecesiyle yüklü kalemi;
Bin türlü özürle yorsan ne olur…

Hasret şarabını içtikten sonra;
Yanımdan el gibi geçtikten sonra;
Bin türlü yarayı açtıktan sonra;
Gözyaşı dökerek sarsan olur;

Seninle gördüğüm son sabah olsun;
Ne sevabım olsun ne günah olsun;
Ben yokum sana da eyvallah olsun;
Kaşını çatarak gersen ne olur…

Beyhude aşmışım demek çölleri;
Beyhude tutmuşum yalan elleri;
Buram buram sevda kokan gülleri;
Önüme getirip sersen ne olur…

Bahar geçti mevsim hazana değdi;
Sabırlar sonunda boynunu eğdi;
Beklenin o hüzzam az önce yağdı;
Dalımı tutup da kırsan ne olur…

Son sözün vefayı astığı yerde;
Üstüme inatla bastığı yerde;
İçli türkülerin sustuğu yerde;
Gönül selamını versen ne olur…

Ali ALTINLI – 06/01/2014
Saat: 21:26