Hayallerde sen varsın, siyah üstünde beyaz şeffaf tül
Her baktığım karanlıkta uçuşan hayaletlerin tangosu;
Her şey alışılmış bir seremoni gibi zamanı tüketiyor.
Oysa eskiden zamanın tükettiği şeylerdi şikayetlerimiz
Hiçbir şey böylesine ters düz oluşmazdı…
Karanlıkta oluşmak tango temaslarında tahrik ediciydı,
biraz daha istenmeliydim, biraz daha melenkholik sinsiliklerle…
sen gene de bahsetme bunlardan sorguculara,
tüm günahlarımız aramızdaki sırrımız olsun…

Hasret yağıyordu bu gün sokağımıza
Kardan adam yapacaktım hasretleri üstüste yığıp
Kapıları kırarak sana koştum
Karpit sobam evde kaldı,
sabahı nasıl edeceğimi düşünmek bile istemiyorum.
maalesef üşüyeceğim.
Saçların tel tel yağmur kokarak çıkıp gelsen aniden
İnsan suskunluğunda sarılıversen bedenime
Isıtıversen üşümelerimi Güneş Tanıçasının asaletinde…

dualarım tenini nurla sırlasın
kavruk ellerin tutsun sarı şafağı
göz yaşlarımız ıssız hıçkırıklarımızda saklansın
öpüşmeyi günah sayan Tanrı,
tam da öpüşmeye niyetlenmişken baskın yapsın
yakalasın suç oluşmadan, oluşacaktı diyerek…

Mahkumiyetimiz ağır olacaktır bu faşist Tanri’dan
Adımız anılmayacak, haşa,
Her suçsuzluk platformunda
Güneşsizliğin değersizliği hiç kimseyi ilgilendirmiyor…
Güneşsizliğe de katlanırdım ya, yanımda sen oluversen,
Yapayalnızım korkularımda uçuşan hayaletlerin tangosu….
En iyisi, galiba benim sana gelmem olacak
Sanırım ruhumu salıvermem gerekecek…