4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
729
Okunma
ACIMA HİNT BİBERİM
’’çünkü deniz şiddetli ve uzak, haliç derin ve yakındı…’’
alacakaranlık çocuğuyum ben
denizler fersahı
yangınlar kuşağı
bir sır kapısıyım...
hüzün içimde nice yineler
ağlayışlarım yaban; bulutlar ardı
müşkül aşkın şairi
serçe bir yalnızlık!
alaca karanlık çocuğuyum ben
...
bugün ilk lânetini okuyorum..
usumda sesinin dinlediğim her çalanı
ve sallandırdım verdiğim gibi bütün sözleri
ölmesin diye “ıslak gözlü” çocuklar
“gülpembeli” şarkılar söylemedim...
hep bir şeyler anlatıyordu oysa rüzgâr çanları
o an raks-ı kâm kesildi ruhum
bir bildiği var ki şunca kalabalığın içinde
zembereği boşandı gönlümün
ve bir sinüs elem gömüldü hölüğün dibine
şiirlerin gücü adına
… huzurum umudu geçti bugün
şeritlerin yoluna vurdum -takip takip-
ayaklarımın altında bir cennet ..
cennet ki gülüşün
ve o biçim savruk
dizlerimizdi yaslı olan faytonda
bak yanılıyormuş gördün mü?
karşılıklı yapraklar gibi
yaz günü açtı
kardelen
fazla olmadı at kokusunu atalı Büyükada’da …
aklımı dahi dar ettim
sonra...
(Tanımaya fırsatın olsaydı
uslu olacaktım…)
ve birdenbire dilimde yine aynı şarkı
yine mırıldanışı Dil Se Re li
ille yürekten
ille acıma Hint
acıma biberim! ..
sarmaş dolaş bir çamlık turunda
aklım yine Marmara’nın
içim yepyerli
o biçim büyülü
manyak güneşin kızı
şakayık çiçeği