41
Yorum
37
Beğeni
0,0
Puan
2844
Okunma

Bir divaneye döndüm aklım çıktı izine
Bunca cefadan sonra “affetmem asla seni “
Topladım gururumu dönüp bakmam yüzüne
Bunca cefadan sonra “ af etmem asla seni”
Aşka dair kalmadı söylenecek kelime
Varıp üstüme gelip dokunma bam telime
Kalan üç beş duygumu kuşak yaptım belime
Bunca cefadan sonra “affetmem asla seni”
Tüm varını yoğunu yollarıma döksen de
Sunmak için yerinden yüreğini söksen de
Verdiğim sözden dönmem karşımda diz çöksen de
Bunca cefadan sonra “ affetmem asla seni “
Sakın deşifre etme dillendirip adımı
Gözyaşına yem olmam bilirsin inadımı
Bir kez eyvallah dedim geri atmam adımı
Bunca cefadan sonra “affetmem asla seni”
İkrarından caymanın karşılığı ihanet
Gerçekler ayan beyan su götürmez kehanet
Tarih ismini yazdı tescilli bir muhannet
Bunca cefadan sonra “affetmem asla seni”
Çektirdiğin ezaya lügat da yoktur isim
Dünün pembe tablosu şimdi flu bir resim
Kursağımda bıraktın ziyan oldu hevesim
Bunca cefadan sonra “affetmem asla seni”
IŞIK dünya turunda, devirdiğin onca çam
Noktayı tanımadı bitmek bilmeyen itham
Cepsiz umutlarınla hâlâ kesersin ahkâm
Bunca cefadan sonra “affetmem asla seni”
Azimet IŞIK 05.11.2013 Saat.08.30 ÇEKMEKÖY İSTANBUL
Muhannet; korkak, namert. İyilik yapmayı sevmeyen, kimseye yardım etmeyen, iş bitirmeyen
Kehanet; bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, bilicilik, kâhinlik.
Kehanet; gaipten haber vermek. Falcılık. Kâhinlik etmek.
İtham; suçlama, suçlu görme:
Ahkâm; yargılar, hükümler.