Ey kervancı başı yolun nereye
Bizim şirin ele varmadan gitme
Selam söyle eşe dosta sılaya
Bir gece misafir kalmadan gitme

Beyazlar giyinmiş gelin misali
Acep var mı ağrı dağın emsali
Her genci yaşlısı mertlik timsali
Yiğidi yerinde görmeden gitme

Bu toprakta yatan hani babanın
Sarayına uğra ishak paşanın
Doğu Beyazıt ta eyle kervanın
Abdigor köfteden tatmadan gitme

Diyadin in yolu ayrılır gider
Çaldığın her kapı misafir perver
Kime desen sana rehberlik eder
Kaplıca suyuna girmeden gitme

İşin ters giderse kalırsan naçar
Her insanı sana gönlünü açar
Yolun Taşlıçay’ın içinden geçer
Balık gölünde tur atmadan gitme

Hafif rampalıdır hamurun yolu
Deresinde çağlar Fırat ın kolu
Çok lezzetli olur Aladağ balı
Şifa niyetine almadan gitme

Köprüyü geçtin mi tutak orada
Koyunlar meleşir serin yaylada
Çeçilin peynirin hası burada
Sıcak lavaş ile yemeden gitme

Çok medeniyeti bağrına bastı
Ovasında çok yiğitler savaştı
Halise yemeyi canın mı çekti
Patnos da tadına bakmadan gitme

Altmış bir köyü ve bir çok beldesi
Şeriyanın balık dolu deresi
Soğuk pınarları içli ketesi
Eleşkirt de mola vermeden gitme

Cevdet ALTAY


dosttan gelen teşekkür ediyorum

Sizin êle varıp selamın verdim
Has bahçede qızıl gülleri derdim
Hamurda yaylaya ben postu serdim
Sözüne uydumda ben mola verdim.....

Çok güzeldi her yer geçerken gördüm
Tutakta çeçili burarak ördüm
Abdıger köfteyi lavaşa dürdüm
Sesini duydumda ben mola verdim....mehmetali ışık