8
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1752
Okunma

Son dörtlüğü yazmasam biliyorum ki bir şeyler eksik kalacaktı. Ne oldu biliyor musunuz, ben şarkıyı çalarken bir siyah örümcek kış günü üşümüşlükten olmalı, geldi sazın sapında dolaşıyor. Hiç rahatsız etmedim, sazın sapında perdeden perdeye atladı, üşüdüğünü belli ederek kendini küçülttü, sonra elimin üstüne çıkmaz mı, ürperdim ve elimi silktim, o yere düşerken hemen ardından ürettiği bir ağ ile yavaşça yere inerken asılı kaldı havada. Tekrar onu sazımın üstünde taşıyıp balkondaki çiçek saksının dibindeki toprağa bıraktım. Orada yeşeren nanelerin dibinde kuytu bir köşe bulmuştur kendine. Böylece son dörtlük ortaya çıktı; ne garip değil mi?
Deli meli sözcükler
Diline mi dolandı
Anlamadın sen beni
Demek aşkım yalandı?!
Aaaaaaaaaaaaaaaah,
Her ne desem boş sana
Kâlbim dolu düş sana
Gül yangını başladı
Yanıyorsan koşsana!
Bu yangın içten içe
Yalnız beni mi yakar,
Öyle ise gözlerin
Niçin gözümden akar?!
Aaaaaaaaaaaaaaaaah,
Sanki damda deli var
Onun da bir dili var
Deliye deli deme
Kâlbinde bir gülü var!
Üşüyen börtü böcek
Yuvasına dönecek
İçimdeki bu yangın
Bilmem ne gün sönecek?!
Şaban AKTAŞ
15.12.2013
Foto: Gülay Saraç / Antalya