2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2203
Okunma

Sükût etmişti
Nefese müdrik olan canlar,
Edebi terennüm eden şevk-i hicranlar
Neden dur
Durak bilmiyor umutlar,
Ruhumdan sudur eden figanlar ve nisyanlar
Hep böylemi
Kalacaktı sinemden çıkmayan
Hüzünlü sızılar, o bıktıran azaplar
Çaresiz bırakan
O sabrı yudumlar, boyun
Büktüren bahtı karanlıklar ve ağıtlar
Aranırım, nerede
Akıyor ruhuma aşina olacak
Sebebi sürur inşirahlar ve umutlar
Mütemadiyen
Poyrazda mı solacak ve
Mecalsiz kalacaktır bu feryadı çırpınışlar
Gönül ağlar,
Dil çaresizliği yudumlar
Kalbimde niye durmuyor figanı hıçkırıklar
Söylenmek
Deva olmayacak sinemin
Solgun yaprakları bir bir sükûtumla kopacak
Ey yüreğimin sızısı,
Gönlümün dinmeyen ağrısı,
umutlarımın furyası duy sesimi
Yılların
Karanlığına bıraktığım
Günyüzü görmemiş ümitlerimi, çileli içlenişimi
Ruhumdan
Tebarüz eden ve feryadın
Sessizliğine rucu etmiş bulunan nağmelerimi
Bir şikâyetin
Ve hatta yeis içinde nefesi
Teneffüs etmenin ıstırabında ki günlerimi
Gönlüm
Niye bizar, hicran sessizliğin
Ahenginde şu mezarımı nefsim için aralar
Heyhat ki
Ahım kim için yüreğimden
Bir hüzün ile gönülleri yâd ederek ferahlar
Toprak
Kalbim için ne ülfetli bahtiyar,
Yar olmasaydı bu aşk-ı hayat neye yarar
Mahzun
Çehreleri gördükçe, figan eden
Nefesleri düşündükçe, utanmak bana yarar
Gel söylenme,
Ruhunu esir alan bahanelerle
Nefeslenme, aşk, benlikten temizliktir
Kalbi lekeleri,
Nefsi hergelelikleri, nefesi
Müddete bırakılan avarelikleri silmektir
Gönül gözüyle,
İnşirahın vecdiyle sevda ile
Yüzleşmektir, ne tendir nede bahanedir
Her adımın
Ve nefese amade olan o canın
Murakabesinde hali sabırla demlemektir
Mustafa Cilasun
5.0
100% (6)