2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1095
Okunma
pervazıma dayanınca bir omuz
diner içimi kemiren kurdun sızısı
ve bir dünyaya açılırım
kendime kapandığım yerden
bir el uzanıp çekince kolumdan
hazırım kurtulmaya
beni tutan paslı menteşelerden
dört ölü duvar içerde
ve yetmiyor kapanmam
kilit ve zincirler
bir de sürgüler sürülür üç beş yerimden
dışarıdayım en çok
eşiğime yaprak süpürür rüzgâr
duyarım çıplaklığını ağaçların
incelen sızısıyla o hızarın
kesildiğim yerden
dışarısı soğuk, dışarısı karanlık
korkunç adamlar dolaşır dışarıda
üşümem, çoktan soğumuş damarlarım
korkarım ama çocuklar
bu yüzden alırım sizi içime gün boyu
tek gözüm anahtar deliğinden
tokmağımı vurun
zili çalıp kaçın çocuklar
olan bana olur
çarpılır kırılırım en çok
ne güzel olur
düşerim belki peşinizden
gelin, gelin daldı yine içerdekiler
tokmağımı vurun
zili çalıp kaçın
sokakta ölüyü dirilten bir bahar
çıktım çıkacağım menteşelerimden