Sürgün günlerimde bir yorgun mahpushane avlusu,
Kalbin kanserinde şakırdayan hasretin kokusu
Hayal kırıklıklarından kalma aşklar
Onlarla kucaklaşan bergüzar feryatlar

Eliyor sürgünlere ağlaşan zamanları
Günbatımının yorgun güneşlerini
Beyhude rüyalar gülüyor bana derinden
Meltemli meyhanedeki aşkın serinliğinden

Sürgündeki kederin kokusunu özlemişim
Sanki bana gülüyorsun güllerin kalbinden
Gençliğimin gökkuşaklarında kalmışım
Değdikçe kavurduğu yanık gönül kokusuyla

Gönül mabedinin müjdesi kalbimde
Sanki yârin gülüşleri zamanı kuşatmış
Mahpushane avlusunda göğün mavisi
Yitirmişim özlemlerin en ilâhisini

Güvercin bakışlı sevdanın sessizliğiyle
Çınlıyor kalbimde şakırdayan gülüşüyle
Yaşıyor sihrini beyhude sevinçlerim
Hâlâ kalbimde gülen yârin rüyası

Zamanın mabedinde aşkın gökkuşağı
Gönül kahvesinde bitmeyen aşklar
Gümüşlü kederin gurbet trenleri
Hazan mevsiminde sabrın acı meyvesi

Gurbet günlerimi saran beyhude aşklar
Ölümün tılsımı kuşatır sürgündeyken
İsterdim zamanın sonsuzluğunda aşkla
Baş başa uyumak kalbin serinliğinde

Bu hayalle uyurum hazan bahçelerinde
Her aşk onunla uyanır coşar
Hayalin olmuş yanık gurbet kokusu
Nakleder aşkları zamanın kalbine

Yıkılmışım yârin beyhude tebessümüyle
Gökkuşağı bahçesinde gönül seslerinin
Billûr bir gülüşüyle yârin hasreti
Kalbin sürgünlerine daldım dün gece

Sonsuzluğundayım sanki bir sihrin
Yârin hasreti keder perdesinden
Eflatun bakışıyla yârin gülüşleri
Serin hülyasıyla gurbet gecelerinin