Efendim,

Birisi dese ki

’Gel seni oyucam,

İçine

Bade koyucam’


Deli mi?

Bu ne?

Ne koyması?

Der,

Hızla uzaklaşırız!

Oradan...


Ama

Bu ağrıyan bir diş ise

Hiç kaçarı yok!

Tıpış tıpış

Oyulma koltuğuna!


Yazıdan da anlaşılacağı üzere,

Şu sıralar,

Bir güzel oyuluyorum!


Hemi de

Saatlerce!


Sağ olsun,

Oyucum dedi ki

Kaplama yapıcaz;

O an gözümün önüne,

Otobanlarda yola düşen,

Kamyon,

Kaplama lastikleri gelmedi değil!

Haydi hayırlısı dedim...


Hikaye bu ya!

’Polyanna tecavüze uğrar,

Ve

Anasına anlatır,

Anası üzülünce;

Ana be!

Sen üzülme!

Hiç değilse,

Arkayı kurtardık’

Der!


Yukarıdaki örnek gibi

Ben de

Başladım,

Polyanna felsefelerine;

Dişçi koltuğunda!


Mermeri iyi gösteren oyulmasıdır,

Bir insanın diş-işi,

Bir ülkenin dış-işi çok önemli!


Ya

Dişçi işkenceci olsa idi?

Ya da

Şimdi

Darağacında olsa idim?


Bir erkek,

Dişini ve kuşunu asla

İhmal etmemeli!


Bak!

Maktap sesi,

Mozart’ın Türk Marşı’na,

Ne kadar da benziyor!


Sadece oymuyorlar ki

İçine bade de koyuyorlar...


Gerekirse,

Kanal tedavisi yapıyorlar,

Venedik’te,

Gondolla kanallarda,

Gezmek gibi bir şey!


Hele köprü tedavisinde,

’Hey hey hey...

Köprüler yaptırdım,

Gelip geçmeye,

Çeşmeler yaptırdım,

Suyun içmeye,

Karam’

Mustafa Sağyaşar

Usta,

Geliyor aklıma!


Derken,

Saatler saatleri kovaladı,

’Tanrım,

Ne zaman bitecek,

Bu azap?’

Şarkısını mırıldanırken,

Dişçim,

Bu günlük,

Bu kadar,

Arkası yarın,

Demez mi?


Ben de

Dedim ki

Allah sizden bin kere razı olsun,

Ne kadar güzel oydunuz,

İçine bade koydunuz,

Hiç hissetmedim!


Şeyiniz ne kadar da hafif!

O kadar memnun kaldım ki

Bundan sonra

Hep siz oyun beni!

Emi!

İsterseniz,

Bade de

Koyun!

Dedim.

Ve

Üstüne,

Yüklüce para da ödedim!

Ulan,

Hem oyul!

Hem teşekkür et,

Hemi de paraları sökül!

Ne kadar güzel,

Bir meslek böyle?


diş
bir ülkenin dışişleri,
bir insanın dişişleri,
çok önemli!