0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1282
Okunma
Sözün serinliğinde birlik bildi kendini
Bir şiir okudu diye dört duvar oldu bedeni
Notalar ıslak gecenin eşliğin de
Yokluğun kimsesi sen oldun herkese
Fikrim yorgun rüzgarın dili kaçak usta...
Vatan düne kadar masallara tutsaktı
Vakti geçmiş annenim namaz telaşları
Vuslat çekse tutar hasat vakti dalları
Zulüm ihaneti söyler toprak anaları
Tozlu raflarda hazırdı Tarihi kaldırmak usta...
Sessizliğin yolunda zaman insanı yorar
Kaldırımın törpülenmiş yüzü şehri yaralar
Bu zülümün tekrarı olsa sütten kesilir analar
Zalimi dize getirmek zor gülümsetir omuzlar
Toprak koksa yağmur önce ıslatır bedeni usta...
Dik durmayı senden öğrendik bu gün burada
Dümeni terk etmek olur mu hainlerin karşısında
Sağa sola yalpalayan imansız,şuursuz vakitsiz an
Kolaydı cenneti duvarlar arkasında gizlemek
Zalimlere yavuz mazluma yunus oldun her zaman
Yelesi savrulur özgürdür bu sancak usta...
Şiirde liderleri yok saymak şaire yakışmaz
Ateş sönse,kül savrulmuş,his yok sayılmaz
El ayak bağlıysa,yürek aşk’a kavuşmaz
Tarih yazan yiğitler ölümden korkmaz
Bin yıllık tarihi mazimizi sen şaha kaldırdın usta...
Ah etme türkülere,tükenir mi yıllar
Çöl bereketini inkar edenden
Yolu kesen,yıkıp geçen haramilerden korkma
Rüyalar içinde gözyaşı dolsa
Gem vurulmuş kısrak,dursa bile
Kefenle çıktık biz bu yola,tabutla geri döneriz
Asla dönmeyi düşünmeyen yiğit erleriz
Medeniyet kokan bu vatan özgürdür be usta...