4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1799
Okunma
-
Git artık Esrar’ım hadi git artık
Çılgın bir bekleyiş bitti nihayet
Aynalar kırıldı perdeler yırtık
Ve bu gidişten çok gelişe davet
Baş verdi başaklar mağrurlu ve dik
Olgunluk sırrına eremediler
Yağmuru başağın kökünden içtik
Ve bir damla Rahmet veremediler
Cansız bir serçeyi kokladım bugün
Halbu ki isminden sıcakmış ölüm
Aşk hoyrat bir saray hasret boş bir ün
Her nefes her an-a yapılan zulüm
Bel ki bu varıştır aziz bir an’a
Bel ki de kim bilir boş bir çabadır
Bel ki bu makber-i bir veda sana
Bel ki de İlahi bir merhabadır-
Ben seni irfanın sırrıyla sevdim
Geceye yazılmış zulümle değil
Ve ben bir zamanlar ulu bir devdim
Şimdiyse eğil bak Esrar’ım eğil
Bulutlar sebebsiz ağlamaz bağa
Okursan baharın hal defterini
Yağmur ki rastgele yağmaz toprağa
Düşen her damlacık bilir yerini
Gözlerin yüzünde açan bir çiçek
Sırrına ermek mi acaba kays-ın
Ya bir zaman sonra gelip geçecek
Ya da göğün hasmı bir dolunaysın
Ay gülümser gözlerime bi’perde
Güneşi üşüyen günün akşamı
Olur ya mehtabım sana düşer de
Ne olur kapatma bu gece camı
Nasıl ki uçarken ilk defa bir kuş
Fezayı ince bir heyecan kaplar
Sen konuşmalısın ve artık konuş
Sussun seni yazan bütün kitaplar
Belki de bu gece hayat duracak
Ehlini kaybetti aşk denen sanat
Gönlümde kurduğun ikdidara bak
Son buldu sürdüğün büyük saltanat
Git artık Esrar’ım hadi git artık
Çılgın bir bekleyiş bitti nihayet
Aynalar kırıldı perdeler yırtık
Ve bu gidişten çok gelişe davet
Faruk ATLİ
5.0
100% (5)