0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1015
Okunma

AYIN ON DÖRDÜ
Hani katil damgasını yemesem!
Alırdım karşıma ayın dördünü,
on dördünü,
kurşuna dizerdim yirmi dördünü.
Ve tarih bir kez daha not düşerdi tozlu yapraklarına.
“Seri cinayetlerin katili bulundu diye!..”
Kim bilir belki de etrafıma sarılı zaptiyeler.
Seslenirdi; “teslim ol” diye.
Her ayın dördü
On dördü
Yirmi dördü
Asilik var ya ruhumda.
Ben yine ölümüne severdim.
Kim bilir ifadem alınmadan,
kılınırdı cenaze namazım.
Biraz şanslıysam ve sağ kurtulduysam,
Kim bilir “bir hatayı, başka bir hatayla düzeltti.”
Diye manşetler atılırdı gazetelerde.
Haberciler;
ısrarla sorarlardı neden yaptın?
Bir diğeri;
pişman mısın diye?
Belki de mahalleli;
“katile ölüüüüm” sesleriyle çınlatırdı kulakları.
Ve bir çocuk;
masumca bir taş atıp, dördünde vururdu beni.
Masum ölümlerde güzeldir.
Çocuksu bir sevgi yüreğinde varken.
Ve ben
Ölmezde yaşarsam,
her ayın on dördü sevgi kusardı sokaklar!..
Bir kere daha severdim.
Bir kere, bir kere, bir kere daha
Nefes nefese öldürürdüm nefretleri.
Sen ve ben
İşte o gün
İster birlikte,
İsterse ayrı ayrı
Ne fark eder aynı bedende olsak bile
sevmesini başaramamışsak hala
Ha sen vurmuşsun
Ha zaptiyeler vurmuş
Ya da masumca bir çocuk
Zaten can çekişmekte aşk
Her ayın dördü
On dördü
Yirmi dördü gibi
Varsın bir on dört daha eksilsin ömrümüzden
Doğum günümü ölüm günüm diye bilirim zaten…
Hüma Efkan
5.0
100% (1)