Şöyle bir gerilere gittim de azdı işte
Rabbim âhirimizi evvelden hayır versin
Anıların içinden su gibi sızdı işte
Kurcalasam içinden, bir cüz çıkar mı dersin?


Kül tutmuş katmer katmer alev savuran ocak
Yıl yutmuş bir zamanlar sevda kavuran kucak
Anılardan şavkıyor arasıra sımsıcak
Kurcalasam içinden, bir köz çıkar mı dersin?


Bugünler için imiş mazideki o tren
İsabet bulur ise menziline götüren
Yanlış imiş yazık ki doğruları bitiren
Kurcalasam içinden, bir düz çıkar mı dersin?


Tutunduğum doğrudan parmaklarımı açan
Çok hata ettin diyor şimdi karşıma geçen
Beni yolumdan alıp istikbâlimi seçen
Kurcalasam içinden, bir söz çıkar mı dersin?


Dereyi çaya katan ırmaklar gibi akan
Hayâlini özlerdi çakmağı taşsız yakan
Buğulu biber gibi aynalarımdan bakan
Kurcalasam içinden, bir göz çıkar mı dersin?


Çıktığım basamağın bir üstüne sıvanıp
Cebelleştim sabırla hasretime yamanıp
Cefâsına katlandım ardını sefa sanıp
Kurcalasam içinden, bir haz çıkar mı dersin?


Geldi geçti mevsimler devirdim yazı kışı
Sabır kafeslerine tıkıldı gönül kuşu
Hicrânın yarasına doladım elli yaşı
Kurcalasam içinden bir yaz çıkar mı dersin?


Uzun sandığım günün güneşi yatmış iken
Gül umduğum hayatın dikeni batmış iken
Kurduğum hayâllerin hüsranı çatmış iken
Kurcalasam içinden, bir vaz çıkar mı dersin?..


Kulum ya; gerilere gittim de azdı işte
Rabbim âhirimizi evvelden hayır versin
Anıların içinden su gibi sızdı işte
Kurcalasam içinden, bir cüz çıkar mı dersin?..



Sultan Yürük