Henüz başlangıcındayız zamanın,
Şafakla başlayacak yeniden,
Güneşe doğru koşanların yolculuğu…
Daha bugünden belli,
Güzel günleri müjdelediği
Yarınlara dair yakılan yanık türkülerin…

Farzet ki
Sene bindokuz yüz veya ikibin bilmem kaç…
Ne fark eder!
Kıyama durmuş,
Gökyüzünde sönmek üzere olan yıldızlar
Dağların doruklarını kızıla boyamakta!
Karanlığı delmeye hazırlanan,
Umutla yanmakta olan çoban ateşi gibi….

Duyar gibi oluyorum,
Demirden dağları eritmeye çalışan körüklerin nefesini,
Güm güm atan yüreklerin sesini….
Demir dövüyor kara kalpaklı bozkurt,
Kurşun eritiyor avuçlarında,
Güneşe doğru koşuya çağırıyor,
Deniz mavisi gözleriyle
Ufuktaki kızaran aydınlığa bakarak,

Güneşe doğru koşanların
Ayak sesleriyle başlayacak
Tarihin akışı.
Devam edecek kaldığı yerden
Zafere doğru atarak dev adımlarını,
On yılı,elli yılı birden adımlayarak,
Güneşin türküsünü söyleyecek
Gelecek günlerde…