7
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1723
Okunma

Madem ölümüne seviyorsun, bilmelisin ki aşk, ne şart tanır ne de sınır...
Şimdi sen artık, gözümden düşmüş sarı bir yapraksın. Ölümüne sevmelerini, bir heybe gibi boynuna asıp, vaatlerinin peşinden git. Aşk sana ne yakışıyor ne de üzerine oturuyor. O kadar eğreti ki düşlerin ve düşüncelerin, yadırgı iklimlere denk düşüyor yüreğin. B İ Z E d e ğ i l...
ÇIKTIĞIN FAL DA GİT
Sonbahardan beter ilkbahar dediğin
Beni aşka bırak vedanı al da git
Doldurulmaz sanma boş kalan gediğin
Üşenme ayrılık çanını çal da git
Sararıp solsa da dalında yaprağım
Kuruyup çöl olsun yağmursuz toprağım
Şimdilerde senden yel kadar ırağım
Kökü bende kalan kırdığın dal da git
Meğer nasıl süslü laflarla gelmişsin
Seni ırmak sandım oysa ki selmişsin
Ağunu saklayıp ruhumu delmişsin
Damağa bir parmak çaldığın bal da git
İki büklüm yürek bak kırık belimde
Sayende mızrapsız sazım da telimde
Ömrü talan ettin ne kaldı elimde
Uğuru var diye astığın nal da git
Oyundan ibaret üç kuruş ederin
Gün güne çoğalsın hasret ve kederin
Suçu günahı ne baht ile kaderin
Bensiz gelsin ölüm yattığın sal da git
Bir gün ağarmaz mı kapkara beyazın
Böyle hiç ulaşmaz Allah’a niyazın
Vicdanın sızlamaz estikçe ayazın
Üzerime kar kış saldığın hâl da git
Sütüm haram gibi anamı ağlattın
Kokunu saldığın yastığın al da git
Sen hayırsız çıkıp karalar bağlattın
İçtiğim kahveden çıktığın fal da git
HÜZÜN ŞAİRİ: N Y
5.0
100% (11)