Ortasından bir sandal geçer nehrin
Var mı buna binebileni der gibi atılmış suya
Ne durur ne gider bir başı boşluğa düşmüş gibi
Usuldan bir usül ezberinde, ne kürekle işi ne dümenle

Kıyısından bir el tutar sandalın
Binilir mi binilmez mi nedir bilinmez
Küreklerine hüküm etmeye çalışır karanlıktan bir adam
Misinadan kurtulmuş balık gibi, bir batar bir çıkar bir kaçar

Ortasından bir sandal geçer nehrin
Senden benden daha derin
Serin bir suyu iter altına boyuna
Ne bacası var, ne dumanı alametin

Kıyısından bir el tutar sandalın
Sen çekmeyle gelir mi sandın koca baba
Kıç oynaşı bunun ki kıç ! var mı sandın terkisi
Kimsenin akıntısına kapıldığı olmadı daha

Ortasından bir sandal geçer nehrin
Bıçak gibi dalgaların arasından koparak
İskele bilmez inat mı inat
Yularsız mı yularsız ;ne dehten anlar ne cüşten

Kıyısından bir el tutar sandalın
Hani tutamaz da işte sen de ki tutar sandalın
Kamyon lastiğinden uydurma babalara tutunarak
Saniyesinde açıkta alıverir soluğu sen elini atana kadar

Ortasından bir sandal geçer nehrin
Aksi şeytan ne işe yararsın, bir sor be neden peşindeyim
Beni ikiye bölen nehirden daha çok düşmansın bana
Kiralık katilisin pişmanlık nedir bilmeyen bu acımasız şehrin

Kıyısından bir el tutar sandalın
Ne si varsa salar suya ayrılıkların
Bitimin şavkını döker, üzerek aşkları
Gider ölümün götürdüğü yere salın salın