39
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3246
Okunma

kuzum mektubun var yine, ucu biraz yanık
gardiyanın ayak sesini duyamıyorum
candarmanın namlusuna baksam da yok artık
hasretini acıyla yoğurdum gül eyledim içime
akşamlar nedense şimdi daha bir çabuk
bir serçe var demiştim hani hatırladın mı?
masum, ürkek, gözü sürmeli, kanadı kınalı
alıştı kınalım, yanımda her akşam üzeri
avluda yediği yarım dilimde ekmek kenarı
kınalımın her gelişi vuslatta bir takvim sayfası
üç saksı çiçek diktim ismini bilmediğim
biri sen, biri ben, biri geleceğimiz...
inan ki üçü de tuttu üzerinde onlarca filiz
onlar yarınlarımızda görecek günlerimiz
öğlenleri kırık sazın nağmesi vuruyor bam teline
bir bir söyleniyor hüzün dolu sevda türküleri
saz mey olmuş tütün kokan nasırlı ellerde
sözler hasretli nefeslerde yenilen bir meze
elde bir bardak çay, hani zifir karası
kaybolan halkalı dumanlarda yaşıyorum
hasret kokan burcu burcu sevdanı
ne kaldı şunun şurası çıkış gününe
kınalıda doksan dilim ekmek kenarı
duydum ağlayışını o sessiz gecelerde
gözyaşların alev olur, düşer damla damla yüreğime
acıyı gül eyledim gülüm, sen yeter ki düşünme....