0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
742
Okunma

mahsun bir çehre
ötelenmiş sıradanlık
ve tahminlere koşan zihinden atlar...
ismi lazım değil, onu da zaman içinde yıkacak piru paklıklar...
az ötede dur biraz
ötede kendin
ötelenmişlikte yenilgilerin
yüzleşecek bir çehre
ve öyle zannediyorum ki yüzülecek korkuların var çepeçevre...
vakti değil
bu esnada dediğin anda
başlar en iştiyaklı şarkılar..
elinde kanun
dilinde ıtriden bir gelecek
çekinme sende söyle bilirsin gerçekler hep böyle; söylenecek...
mavilere bürünmüş
gözleri yeşil kadın
elleri yanağında, mahsunca biraz
beyaz yalanlardan kara bulutları takmış peşine de öyle gelmiş...
ismi lazım değil
sehirlerden bir şehir
taş duvarlarında aranan deruni hisler
onları oltalarıyla yakalamaya çalışır; prensler ve prensesler...
aynı sıkılganlıklar
aynı rutin işler
hep aynı bakışlar ve gülüşler
geç kalınmışlığın korkusunu ancak ufukta görünen güneşler yener..
rahatlamak
derin solunan bir nefes
derin derin odaklanmak ve de,
isteklerinin çokluğu huzurunla senin aranda kalınca bir perde...
yatsınamaz
bazende kanıksanamaz
kanılmaz istense bile bazı bazı
pembe hayaller sırtını dönüp giden bir yabancılığın ayaklarına cila olur..
tebrik ederim
sabrın için
buralara kadar da geldin
arayışın nedir bilmem ama
olmayan yerde aranan her şey bir yalanın gizeminde savrulan devran olur...
5.0
100% (6)