7
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
2338
Okunma

Ansızın ve nedensiz bırakıp giderken
Çektiklerimi tersine çevirmek için verdiğim uğraş
Tılsımı bozulan aşkın,garip halleri gibiydi
Kanayan yarama bastığım tuzdan daha çok acıtıyor du
Yalnızlığın acısı
Deliren yokluğun lavları süzüldü yüzümden
Nehirler boşaldı göz pınarımda
Çaresizlik alabildiğine dövdü
Yüreğimin gün görmeyen kıyısını
Prematüre bebek gibiyim
Yaşama direnirim küvezimde
Her sabah uyandığımda bir yanım eksik
İçselleştiremediğim bir dünya
Ve sükuta mahkum bir yalnızlığa esir oluşum
İrdeleme Eylül
Yasaklardayım
Ezgilerim sessiz
Korkularım yoldan çıkmış
Prangalar ayaklarımda
Duygularım boynu bükük
Gönlümde başlarken yaprak dökümü
Kimsesizliğimle nikah tazelemekteyim
Var git Eylül sana ihtiyacım yok
Kuşku yürek yakarken,
Ben zaten gazel olup dökülmekteyim
Sevdam kimliksizdir,gönlüm ahuzarda
Rotası belirsiz uçuşur hayallerim
Umudun cezvesinde gönlüm zarda
Dirhem dirhem erirken yalnızlığın kucağında
Vuslat için bile duaya kalkmaz ellerim
Varsın dert pişsin yarınımın ocağında
Üstümde cirit atsın hüzün bulutları
Benden bu kadar
Herkes düşünürken kendi işini
Satmışım bu hayatın gelmişini geçmişini
Cansıla
Şiirime ses olan sevgili ( HAVA AVCI KÖSEOĞLU ) Arkadaşıma sevgilerimle