0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1748
Okunma

Ey Şehrazat;
Som altından, kafesler yaptım sana!
Bir’de hüzünden uzak, gümüş gülüşler, inşâ ettim üstüne!
Bu’da yetmezmiş gibi ruhumu, düşlerimi, geleceğimi kattım içine
Ey Şehrazat;
Kara güllerin ’kara yel’ kara bakışlı güzeli!
Kara saçlarına, bin bir gece masalları / öyküleri, haps olunmuş dilberi!
Bin atlı’yla geldim sana, bin tutkuyla, haydi al beni içeri.
Ey Şehrazat;
Şimdi, koyu bir susku yaşıyorum gözlerinde
Ve çelimsiz bir atıf, hoyrat bir dokunuş, teninde
Ya da ne bileyim? İsimsiz bir yok oluş, bin titreme, ürperme! Güzelliğinde
Ey Şehrazat;
Bağdat’ın, yediveren gülleri
Ve dünyamın, evrenimin ây çehresi!
Ebu Abdullah Muhammed el-Gahşigar’ın eşsiz eseri!
Som altından kafesim!
Bir’de hüzünden uzak ’gümüş’ terk-i diyar gülüşlerim;
Söyle, ne zaman geleceksin? Veya ne zaman seveceksin beni?
Söyle de, söyle de bende bileyim...
16.12.2007
Adnan Bilgiç
5.0
100% (1)