Islanmış koridorlar avludaki toz üzgün
Vuslatla yarışır sanki hayat tam dolu dizğin

Delik tuğladan çıkmış uçup gidiyor zaman
Kemikler ayaz tuttu kat kat vay aman aman

Külleniyor ocakta hıçkırık tutmuş kışlar
Zelzele var belli ki yerlere düştü başlar

Peykeler çıkmak ister hangi gedik açıksa
Küheylan aşmak ister hangi duvar göçükse

Soba gardiyan olmuş boruları kelepçe
Yağlıleke mürekkep yaz mühürsüz dilekçe

Degirmen taşı gibi gıcırdar lüle dişler
Beşiklere takılmış sallanıyor gülüşler

Hani nerde adalet bozuk bütün tartılar
Getirin özgürlüğü ey balıkçı martılar

Bir elim korkulukta ayaklar basamakta
Kapanmış gök vanası bulutlar susamakta

Duvar örümcek sarmış korkuyor isli taşlar
Titreyen mumlar söndü kalp atışı yavaşlar

Neyin rüyası bilmem hayalet mi gördüğüm
Fikirler güvelenmiş akıl sanki kör düğüm

Rüzgardan çarpan kapı birden düştü sırlara
Hayalim çıkmak ister iklimlerde kırlara

Özgürlük bu mu dedim baktım uçan kuşlara
Örümcek yuva yaptı gözçanağım kaşlara

HARUNİ