Hayret; inanmıyorum, yoksa avâne miyim?
Ne hallardan haber var, ne akıl yatar oldu!
Ters dönen dünya mıdır, yoksa divâne miyim?
Ne küllerden haber var, ne kalpler atar oldu!

Bu başımıza gelen başka türden mi bir iş?
Bana mı öyle gelir, yoksa fasıl mı yanlış?
Kemancıya bir sorun, hangi makamı çalmış?
Ne tellerden haber var, ne sazlar öter oldu!

Miski amber kokmuyor bahçevanın bağından.
Hiç ses seda çıkmıyor bilginlerin çoğundan.
Şeker kaymak umulmaz bu kıskançlık çağından.
Ne ballardan haber var, ne diller tadar oldu!

Muşmulayı gölgeler yosmanın şirin kaşı.
Silenler zor bulunur öksüzden akan yaşı.
Cana hamal olmuşsuz, taşı hababam taşı.
Ne bellerden haber var, ne yükler biter oldu!

Kederli aklım almaz, Yârab bize ne olmuş?
Dostluk parekendede kuruş etmez beş kuruş!
Arşın bile ölçmedi, menzil tutmaz bir karış,
Ne yollardan haber var, ne kullar katar oldu!

Çileye katık yaptık her üç öğün meğeri.
Mihenk taşının bile suya düştü değeri.
Hoca mayayla gelsin doğru koyup eğeri,
Ne göllerden haber var, ne yoğurt tutar oldu!

Kederli ©Almanya, 2007