Ramazan bugün ondört, dostun ayıbını ört, Yılda-bir kere olsun, ellerinle ol cömert, Çocukluğunu yaşa, dinle bir düşkünden dert, Herşeyim televizyon, yüze bakan kalmadı!.
kadiryeter Kadir Yeter. 22 TEMMUZ 2013, RAMAZAN,14 TRABZON.
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Resim ve mani arasında gittim-geldim defalarca.. İkisindede farklı amma bizi uyaran anlamlar vardı ve tefekküre sevk etti? Ne olacak hâlimiz? Cennet bahçesi gibi yemyeşil ağaçların ve otların arasında köşk misâli bir mekânın merdivenleri kullanılmaya kullanılmaya artık otlarla kaplanmış.. Bu hânenin sakinleri nerede? Mani ise birden çok yaramıza parmak basmış.. Derli-toplu bir eser ortaya koyan Kadir Ustamı kalbî şükranlarımla tebrik ediyor, muhabbetle selâmlıyorum.
O fotoğraf çekme hastalığı bende de var azizim. 1977 yılından beri biriken fotoğraflar artık bir yerlere sığmıyor. O fotoğraflarla uğraşmaya başladığım zaman dünyam değişiyor. Ortak tutkularımız varmış demek.. sevindim..:)
muhacir bozkurt Ustam; bir şey söyleyeyim de inanın bana: Diyorum ki; acabâ, şiirin ve yazılı târihin yerini doğal fotoğraflar mı, alacak ya da kısmen aldı?... öyle sahneler var ki, fotoğraflarda; bilgisayara aktardıktan sonra resmin detaylarını büyütüp inceliyorum ve vay be ben dünyayı yeni tanıyorum diye iç geçiriyorum...
Sözün özü: Almadı isen, koş hemen, paran değerinde bir fotoğraf makinesi al; vardır dersen, şair ve yazar dostlarına sebep ol aldır...
230000'den çok sayıda fotoğrafım var... dün, 400'den çok sayıda resim çektim; dağ-dere, sırganlık tam 5 saatte... adım atacak hâlim kalmadı.
Sağlıkla kal- şiirle kal- sevenlerine mutlu kal..
Trabzon'dan Selâm yolladım... sımsıcak dost Selâmı... bütün, bizi okuyan dostlarımıza da.
O fotoğraf çekme hastalığı bende de var azizim. 1977 yılından beri biriken fotoğraflar artık bir yerlere sığmıyor. O fotoğraflarla uğraşmaya başladığım zaman dünyam değişiyor. Ortak tutkularımız varmış demek.. sevindim..:)
muhacir bozkurt Ustam; bir şey söyleyeyim de inanın bana: Diyorum ki; acabâ, şiirin ve yazılı târihin yerini doğal fotoğraflar mı, alacak ya da kısmen aldı?... öyle sahneler var ki, fotoğraflarda; bilgisayara aktardıktan sonra resmin detaylarını büyütüp inceliyorum ve vay be ben dünyayı yeni tanıyorum diye iç geçiriyorum...
Sözün özü: Almadı isen, koş hemen, paran değerinde bir fotoğraf makinesi al; vardır dersen, şair ve yazar dostlarına sebep ol aldır...
230000'den çok sayıda fotoğrafım var... dün, 400'den çok sayıda resim çektim; dağ-dere, sırganlık tam 5 saatte... adım atacak hâlim kalmadı.
Sağlıkla kal- şiirle kal- sevenlerine mutlu kal..
Trabzon'dan Selâm yolladım... sımsıcak dost Selâmı... bütün, bizi okuyan dostlarımıza da.
Kadir Hocam bu anlamlı dörtlük için kutlarım.Kaleminiz daim olsun..
Yanlız son kıtası''Herşeyim televizyon, yüze bakan kalmadı!'' beni etkiledi.
Televizyondan uzak; Kitap, şiir okuyup içimizdeki eğitim ihtiyacını gidermeliyiz. Eğer kendi kendimizi sorgulayarak eğitmezsek; saçma sapan dizilerle, programlarla, giderirsek, git gide değişmiş ve özümüzden(kültürümüzden) kopmuş bir hal alacağız.. Sizin bu eserinizden üzerime aldığım not budur.. Saygılarımla.. Hayırlı sahurlar..
günaydın dostlar: yazışmalarınızı okudum ve bir iki sözde ben edeyim dedim.2001 yılından beri ne gazete ne de tv izlemiyorum.3 ay ömür verilen ailemin genetik mirası kansere bende yakalandım.ve gün kestim bu iki görsel ve yazınsal medyayı takip etmeyi...nedeni mi? yeterince gerçek olmayan ,milletin ilğisini çekip başını kuma sokmaya yönelikti çünkü..ve ruhsal anlamda tam bir vahşetti verilen haberler.artı kültürel ve sosyal ayrıca politka olarakta gerçek olmayan göz boyamaya adeta odaklanmış bir tv ve yazılı basın...benim zamanım zaten değerliydi ve ömrüme verilen zaamanla iyice değerlenmişti..beni paramla aldatacak ve asabımı bozacak bu iki yapay döngüye ihtiyacım yoktu. çevremdeki anneler özellikle şu programlarla gün doldurana kadar kitap okumaya sinema izlemeye..ve de çocuk esirgeme kurumlarına ve yaşlılar evlerine hafta da birde olsa gitmeye yönlendirdim.. şükür inancımla hala ayaktayım ve yaşıyorum..bu aptal kurularında zaman yerine reel hayatta bir çocuğun başı okşansa dünya verilmiş gibi olur bir yaşlının bakımı yapılsa sohbet edilse dünyalar onun olur ve bizim huzurumuzu düünün artık.. anneler okuma konuşundaa çok iş düşüyor..ama bağışlasınlar beni vitrin gezmekten,tv izlemekten gün gözmekten akşamdaa eve gelen eşe dır dır etmekten başka kendilerini yetiştirmiyorler.tabii ki bu söylemim bu kendini geliştiren aklllı bayanlar için değil .onları tenzih ederim... okumaya gelince: okumak istendiğinde pahalı kitapları ikinci el kitaplardan edinebiliriz...arkadaşlardan alıp okyabiliriz...bilmem benim yapım gereği belki çözümsüz hiç bir şey yok... sizlere güzel bir gün dilerim.çok dolu olduğum bir konuda çenem düştü...sevgi ve saygılar yolluyorum...ema
Hocam kitap çıkarmadım ve kitap satışların nasıl bir piyasası olduğunu da şimdi siz yazınca öğrendim..
Benim vurgulamak istediğim sadece kitap değil. Gazete okumuyoruz, daha doğrusu okumayı sevmiyoruz ( genel olarak).
İnternet ortamında paylaşılan bir çok değerli yazılar, şiirler bile okunmadan sadece ve sadece ismine göre yorumlar yazılıyor.Sizi tenzih ederim.
Bunun ticareti varmı?
Şu an sanalda milyonlarca insan oyun oynuyor, Oturdukları yerden Milli duygularla vatan sever olarak kuru slogan öretiyorlar.. Yahudinin sunduğu sitelerde vakit geçiriyorlar..
Vallahi hocam kusura bakmayın ama bu millet bu vatana ve kültürüne zor sahip çıkar!.. saygılarımla hayırlı sahurlar..
Bayan kardeşlerim beni bağışlasınlar; bayan ağzı ile basen mi, ne diyorlar, aşırı kilo- kalça genişlemesine!.
Toplumun kafa yapısını etkilemesinden sonra, vücud yapısını bozmaya büyük etkisi var televizyon kutusunun...
"Kitap okumak" deyimini unutanların sebebini, kitap üzerinden % 18 Katma Değer Vergisi'ni koyan ve kaldırmayanlara sormalı...
Deniz Kânunu'nda % 0 olan KDV, kitaptan % 18 KDV Vergisi alarak okuyucuyu örseliyor... kitap satmanın fiyat serbestisi olduğu yerde, ne yazan ne okuyan memnun.
Arkadaşım önemli bir kitap yazdı, yayınevine satmak istedi; iyi derecede alıcısı olan kitaba yayınevi % 50 satış hakkı ve bir yıl sonraya tek çekle almak istedi. Ne yazan ne okuyan memnun!.
Benimkisi baştan- kara... Belediye için elzem(bir ilk) olan bir eseri hiçbir karşılık beklemeden basılıp- ücretsiz dağıtılmasını istedim; bugün git, seçimden sonrasına da birşey diyemem diye cevapladılar. Bugün de araştırma gezisindeydim; şiir fotoğrafım bugün saat: 17.00'den sonra çekilmiştir...
Allah'ın suyuna kitap hazırladım... kızıp da oruç bozmamak için(kitabı kendin bastır ve sat!) sabrediyorum...
günaydın dostlar: yazışmalarınızı okudum ve bir iki sözde ben edeyim dedim.2001 yılından beri ne gazete ne de tv izlemiyorum.3 ay ömür verilen ailemin genetik mirası kansere bende yakalandım.ve gün kestim bu iki görsel ve yazınsal medyayı takip etmeyi...nedeni mi? yeterince gerçek olmayan ,milletin ilğisini çekip başını kuma sokmaya yönelikti çünkü..ve ruhsal anlamda tam bir vahşetti verilen haberler.artı kültürel ve sosyal ayrıca politka olarakta gerçek olmayan göz boyamaya adeta odaklanmış bir tv ve yazılı basın...benim zamanım zaten değerliydi ve ömrüme verilen zaamanla iyice değerlenmişti..beni paramla aldatacak ve asabımı bozacak bu iki yapay döngüye ihtiyacım yoktu. çevremdeki anneler özellikle şu programlarla gün doldurana kadar kitap okumaya sinema izlemeye..ve de çocuk esirgeme kurumlarına ve yaşlılar evlerine hafta da birde olsa gitmeye yönlendirdim.. şükür inancımla hala ayaktayım ve yaşıyorum..bu aptal kurularında zaman yerine reel hayatta bir çocuğun başı okşansa dünya verilmiş gibi olur bir yaşlının bakımı yapılsa sohbet edilse dünyalar onun olur ve bizim huzurumuzu düünün artık.. anneler okuma konuşundaa çok iş düşüyor..ama bağışlasınlar beni vitrin gezmekten,tv izlemekten gün gözmekten akşamdaa eve gelen eşe dır dır etmekten başka kendilerini yetiştirmiyorler.tabii ki bu söylemim bu kendini geliştiren aklllı bayanlar için değil .onları tenzih ederim... okumaya gelince: okumak istendiğinde pahalı kitapları ikinci el kitaplardan edinebiliriz...arkadaşlardan alıp okyabiliriz...bilmem benim yapım gereği belki çözümsüz hiç bir şey yok... sizlere güzel bir gün dilerim.çok dolu olduğum bir konuda çenem düştü...sevgi ve saygılar yolluyorum...ema
Hocam kitap çıkarmadım ve kitap satışların nasıl bir piyasası olduğunu da şimdi siz yazınca öğrendim..
Benim vurgulamak istediğim sadece kitap değil. Gazete okumuyoruz, daha doğrusu okumayı sevmiyoruz ( genel olarak).
İnternet ortamında paylaşılan bir çok değerli yazılar, şiirler bile okunmadan sadece ve sadece ismine göre yorumlar yazılıyor.Sizi tenzih ederim.
Bunun ticareti varmı?
Şu an sanalda milyonlarca insan oyun oynuyor, Oturdukları yerden Milli duygularla vatan sever olarak kuru slogan öretiyorlar.. Yahudinin sunduğu sitelerde vakit geçiriyorlar..
Vallahi hocam kusura bakmayın ama bu millet bu vatana ve kültürüne zor sahip çıkar!.. saygılarımla hayırlı sahurlar..
Bayan kardeşlerim beni bağışlasınlar; bayan ağzı ile basen mi, ne diyorlar, aşırı kilo- kalça genişlemesine!.
Toplumun kafa yapısını etkilemesinden sonra, vücud yapısını bozmaya büyük etkisi var televizyon kutusunun...
"Kitap okumak" deyimini unutanların sebebini, kitap üzerinden % 18 Katma Değer Vergisi'ni koyan ve kaldırmayanlara sormalı...
Deniz Kânunu'nda % 0 olan KDV, kitaptan % 18 KDV Vergisi alarak okuyucuyu örseliyor... kitap satmanın fiyat serbestisi olduğu yerde, ne yazan ne okuyan memnun.
Arkadaşım önemli bir kitap yazdı, yayınevine satmak istedi; iyi derecede alıcısı olan kitaba yayınevi % 50 satış hakkı ve bir yıl sonraya tek çekle almak istedi. Ne yazan ne okuyan memnun!.
Benimkisi baştan- kara... Belediye için elzem(bir ilk) olan bir eseri hiçbir karşılık beklemeden basılıp- ücretsiz dağıtılmasını istedim; bugün git, seçimden sonrasına da birşey diyemem diye cevapladılar. Bugün de araştırma gezisindeydim; şiir fotoğrafım bugün saat: 17.00'den sonra çekilmiştir...
Allah'ın suyuna kitap hazırladım... kızıp da oruç bozmamak için(kitabı kendin bastır ve sat!) sabrediyorum...
İngilizler ona aptal kutusu diyor. Biz ise onu baş köşeye koyup yüzüne bakıp dururuz. Göbeğimiz sanki ona bağlı. Kalemine sağlık Hocam. Hayırlı sahurlar.
Piyasada renkli yayın yokken(>1983), ille de renkli televizyon alacağım diye tutturmuştum... inadım yerine geldi ya; dallas dizisi akşamları misâfirimiz olmazdı; sizin televizyonunuz yok diye: 136000 Liraya almıştım ilk renkliyi... şimdi, bir dönüm arsa parasına son sistem 107 ekran ince olanı:1400< Lira...
Bakacak- dinlenecek yayın bulmakta, her geçen gün daha zorlanıyorum!.
Piyasada renkli yayın yokken(>1983), ille de renkli televizyon alacağım diye tutturmuştum... inadım yerine geldi ya; dallas dizisi akşamları misâfirimiz olmazdı; sizin televizyonunuz yok diye: 136000 Liraya almıştım ilk renkliyi... şimdi, bir dönüm arsa parasına son sistem 107 ekran ince olanı:1400< Lira...
Bakacak- dinlenecek yayın bulmakta, her geçen gün daha zorlanıyorum!.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.