1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1027
Okunma
kelebek, suskunluğuma yakıştırdığın renk
çorak kalbimde bir nehir niyetine
yorgunluğuna katlandığım dar taşlı yol
ardımda bıraktıklarım-
mı koynunda uykuya yatırdığın
ağacın dalı
dalın da kopan yaprağı umursamaması
bütün bunlar bundan mı
her uykunun rüyası kendinden kısa
gün ışığı görmezdi ceviz kabuğu kırılmasa
kabuklar eklenir yaraya
ilk yara tanınmaz
her suret yabancılaşır yıllarla
bütün fotoğraflarımız
henüz yok olmadıysa da
sarardıkça bizden uzaklaşmakta
gündüz aydınlığı yetmiyor içsel karanlığa
davetsiz bir hüzün için
açık tutuyorum umudun kapısını daima
her çocuğun " yangın var!" feryadına koşacak kadar
insan sevgisini hazır bekletiyorum kalbimin çakrasında
bütün bunlar bundan mı
hepsi bu kadar işte!
hiç yaşamadığımız
hergün yaşamaya hazırlandığımız
duyguların sağır duvarındaki kör kapı gibi
hayallerimizden daha kısa ömrümüzün ta kendisi