0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1337
Okunma

Bir gün ihtiyar bir nine bir yerden bir yere giderken karnı acıkmışdır
Uğrar bir eve rasgele çalar kapısına
Bir kadın çıkar karşısına
İhtiyar nine
Uzak yoldan geliyorum der
Allah rısası için bana bir dürüm ekmek ver
Ev sahibi kadın hiç sevmez ikramı kötü niyetlidir
Bilmez hem düşünmez / her kes kendine eder
Dürümün arasına zehir koyar verir ve gönderir
Bir daha gelmesin der gibidir
Ev sahibi kadının eşi yıllar önce ölmüşdür bir oğlu vardır
Oda askerdedir
Dürümü alan ihtiyar kadın sevinir düşer yola / gider/ gider/ gider
Bir süre sonra bir mola verir hem dürümü yemek hemde dinlenmek içindir
Karşıdan bir asker görünür
Askerde uzun yoldan geliyordur yorulmuşdur bellidir /Askerin karnıda açdır
İhtiyar nine oğlum der / nerden nereye hayırdır
Asker / askerden teskereye geliyorum nine der
Şerle ne işimiz olsun / nine / elbette hayırdır
Aça benziyorsun /evet açım nine der uzak yoldan geliyorum 3 saatdır
Dahada belki / bir okadar daha yolum vardır
Nine dayanamaz al oğul der madem / şu dürümü ye ’ der
Senin yolun benimkinden uzun ihtiyar ninenin zehirli dürümden haberi yokdur
Asker oğul alır dürümü bir yandan yer
Bir yandan yürür eve varır
Eve varır varmasına kıvranmaya başlar
Ana bana bir hal oldu ne oldu oğul der/ ana / can havliyle konuşur asker
Gelirken ihtiyar bir nineyle karşılaşdım açmış sofrasını bir dürüm vardı elinde
Çok acıkmışdım /kıyamadı bana nine bir dürüm verdi yedim der
Hemen hatırlar / o dürüm kendi verdiği zehirli dürümdür
Kötü niyetli kadın her kes kendine eder / kendine ederi farkına varır
Varır varmasına amma / iş / işden geçmişdir
Bir oğlu vardır o bir oğlunada kendi dürümüyle zehirlemişidir
Yahya sevim ; Aydın .
5.0
100% (1)