Zemheriye çevirdin, ömrümü baharında,
Mevsim bahar olsa da, ağustosta donasın.
Hiç merhametin yok mu? Edebinde arında
Talan olsun bağların, viraneye dönesin.

Şu koskoca dünyayı başıma yıkıp gittin
Yüreğimden sel gibi hızlıca akıp gittin.
Ateşte yanışıma gülerek bakıp gittin,
Şimdi sen de böylece alevlenip yanasın.

Ufacık bir yuvayı neden bana çok gördün?
Yüreğime sökülmez kini, nefreti ördün.
İnanmadın aşkıma tutup defteri dürdün,
Gördüğün güler yüzü sana aşık sanasın.

Helal lokma istedim çalışıp getirmedin,
Nedense boş işleri kafanda bitirmedim
Sevimsiz huylarını terk edip yitirmedin
Kıymetimi anlayıp efkarlanıp anasın.

Şu dermansız dizlerim bilsen ne yollar aştı,
Gören maşallah dedi gayretime çok şaştı.
İçime akan yaşlar dolup dolup da taştı,
Yüce Allahta seni aynı dertle sınasın.

Önünde diz çökerek çok yalvarmıştım sana,
Hiç dikkate almadın inanmadın ki bana.
Azılı düşman mıydım nasıl kıydın bu cana?
Evliyalar erenler kızıp, seni kınasın.

O küçücük yavrular büyüdü adam oldu,
Yürekler ezik, bitik, boyunlar bükük kaldı.
Kadir kıymet bilmedin, Mevla elinden aldı,
Hasret ile kavrulup ciğerlerin kanasın.

MİHRİBAN
30.09.2011