0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1153
Okunma

Erzurum’dun…
Er geç zulüm oldun kar tanesi soğuk gecelerime
Erimeden muradıma eridim gözlerinin sıcaklığında kar misali
Gözlerini yokladım alınması zor yoklama kâğıtlarında
Hep buradaydın aslında ama eksi vermişti sana yüreğim
Eksilerek karanlıkta…
Yok umutlarım olanaklarda
Yokluğunda varlığını soludum, solunması en zararlı zehirlerde,
Tokluğunda açlığını hissettim, susuzluğu geçirmeyen en acı nehirlerde
Yazdım kendimi en ağır cinayet romanlarında
Katili ortada yapayalnız
Maktulü meçhul ‘’AŞK’’ larda
Sana göz yumdu çirkinliklerim
Kabullenişlerdeki her evet idin sancılarımda
Hayır demeye nasıl vardı tamiri zor sözlerin
İçime çektiğim son izmaritti o güzel gözlerin
Sabahımın Yıldızı
Şimdi hangi evrende hangi gezegene uydusun
Oysa ben seni yüreğimin güneşi yapmışken
Parlaklığının ziyası söndürmeye kadirken
Yalancı güneşleri…
Acılarını yama yapmışken bütün bedenime ellerin
Şimdi bu terk ediş niye?
Söyle, söyle hiç mi sevmedin…
Ekmeğimdin arpa buğday ektim yüreğine,
Hasat vakti sen şimdi yağmura hasret
Bense damara enjekte edilen şırınga gibi
Sürgün sürünmelerdeyim
Bana katılan acıları hercümerç olmuş vakitlere nispet
Serptim tavaf ederek
‘’Say’’ amadım sana dönüşlerimi
Bilerek..
Belki de ağırlaşmış müebbet yedim
Bu aşkın kör hapsinde
Zaman gardiyan olmuş
Kelepçelenmiş ellerimde yelkovanlar
Daralmıştım vakitler ayrılığa uzanan koridorlarımdı
Darağacına asılan kurbanlar gibi atılacak tekmeyi bekler yüreğim
Vakit çok geç acılar eklenerek çoğalıyordu
Cellatlar kasap olmuş neşter vuruyordu acemi hekimlerime
Narkoz yemiş gibi sarhoş
‘’Aşk’’ kadar nazikti bedenim…
Diş kırıklığına uğramıştı düş ağrılarım
İş seni sevebilmek miydi yoksa sensiz ölebilmek miydi?
Bilemedim…
Sabahımın Yıldızı
Hani yolunu kaybedersin ya
Bir çıkış ararsın amansızca
Pusula olmuştun sen yüreğime
Artık doğmuyorsun gökyüzüme
Bense acıları yoldaş edindim
Kayboldum bendeki bende
15 Nisan 2013 Pazartesi
Serkan YAZICI
5.0
100% (2)