12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1444
Okunma
Yabancısıydı buraların
epey yabancı
korkuyordu
sanki merak takılmıştı
koluna
ürkekti
bir şeyler yapmak istiyordu
ama bilmiyordu
her şey kavga oluyordu sanki
Caddeye açılan ıssız sokak
sokağın ortasında
küçük bir kız çocuğu
o çocuğun kararmış elleri
ve
ellerin tuttuğu yıpranmış
bir bez bebek
Duvarın dibinde bir adam
adamın gözlerinden düşen
son damlacık
damlacığın düştüğü kaldırım
ve
kaldırımda biten umut fideleri
Karşıda oturan yaşlı kadın
kadının çatlamış büzülmüş dudağı
o dudaktan çıkan ağıt
ve
ağıtın her notasında kayan bir yıldız.
Bir an sıktı yumruklarını
yabancıydı
ürkekti
bir kıvılcım tutuşturmuştu
yüreğini
Bastığı o toprak
toprağı eşeleyen eller
ellerdeki nasırlar
nasırların anlattığı öyküler
ve
her öyküde açan
uçurum çiçekleri
Uzakları gördü
ürkekti
Ama
yabancı değildi şimdi.
Gözlerinde
mevsimsiz bir gonca taşıyordu
ürkekti
baktı uzaklara
bakınca
düştü gözlerindeki gonca
buna ağladı işte
iki damla göz yaşı
ıslattı yolunu
Uzaklara yöneldi
yürüdü akşam olmuştu
önce yıldızlara baktı
sonra toprağa
toprakta biten bir ninni
eşlik etti adımlarına
Kaç kapı açmıştı öyle
kaç sınır taşını
bırakmıştı geriye
Yürüdü
daha yürüdü
kayıp kapalı kapıyı
bulma umuduyla
yürüdü...