“rengarenk lalesin tozlu yol kenarında
direnmek boştur aşk akarken damarında

lalenin ömrü kısa kokusu azdır
benim ol bir ömür aşk şiirleri yazdır

bir kızım olsaydı lale olurdu adı
her yer lale damağımda sevgili tadı

lale canlı güzel ölünce bir kuru sap
gel lalem ol çektirme bana böyle azap

bir baş bir sap baş eğmez bir çiçektir lale
dudaklarım çöl arzular olmuş şelale

kırmızı çok yakıştı oldun al bir lale
sen benimsin bak kapıldım olmaz hayale

aynı istanbul gibisin her yanın lale
düşün istersen ben niye düştüm bu hale

lale bahçesine dönmüş gel emirgana
sevişelim zaman yok feryat figana

hayran oldum lalelerin bin bir rengine
sen de teslim ol bedenlerin ahengine

laleler renklerini sermiş emirganda
sen benim lalem ol doğru yer ve zamanda

her yerde lale dinlendik bir çay içimi
dışımda laleler sen doldurdun içimi

emirganda lalelerle güzel bir günde
lale tarlası oluyorsun güldüğünde

ne çok lale var başka renk başka biçimde
eminim bin bir lale var senin içinde

sever miydim laleyi sen lale olmasan
lale olman ne hoş bir de hemen solmasan

laleler renk cümbüşü içinde nisanda
yaşama coşkusu uyandırır insanda

kuru topraktı burası laleden önce
rengarenk oldu içim laleyi görünce

laleler içindeyiz laleler solmadan
lale gibi bir aşk olsun vade dolmadan…” 07.04.2013
bayram eser