bu sabah
yuvasını kurmanın arifesinde
büyümüş de
akşama gelin gidecek ayşe’miz

davete icabet etmemek olur mu hiç
ah vefa
keçi dağının göle uzanan eteğinde
söyle, kaç kişiydik biz

sen hayata merhaba dediğinde
ben artık bir delikanlıydım
ne kuvvetli çenen vardı kız senin
şu meşenin gölgesine bakınca
uykusunu böldüğün berduş geldi aklıma

merdivenlerinde yalnız bir boz kulak
izlere hasret dolu her basamak
beklentisi garip esen yellerin
merak etme sakın
tadı değişmemiş delice bademlerin

rengi siyah, beyazdı taşların
elbette anlıyorum
sebebi aşikar sendeki hayranlığın
abin sana nasıl kızar be şeker
şarkısını dinlemesen de kanaryanın

hani var ya
bir zamanlar feleksizdi baban
bastı mı gaza
alçaktan sürünürdü yağmursuz bulutlar
demek ki
yıllar olgunluk şerbetini sunuyor insana
şimdi, elinden al ekmeğini

sayende ısındı
soğumaya yüz tutmuş kan bağları
yankılanan ezgiler
tazelenen duyguların en güzel nişanesi

tebessüm ile açtı yanakların lalesi
kargalar göç ettiler bacaların içinden
öyle bir mevsim ki
kederin kuyruğu sefere çıktı gönüllerden
06.04.2013-Ahmet BOZTAŞ