[email protected]ŞYAZI
Muharrem Bayraktar
30 Mart 2013/Yeni Mesaj Gazetesi
Siz ne biçim Türksünüz!

“Yakın tarihte hangi olay Türkiye’nin tanıtımına büyük katkı ve hizmet sağlamıştır?” sorusuna gözü kapalı vereceğim cevap, “Haydar Baş’ın Rus Parlamento’sunda Rus vekil ve akademisyenlere Milli Ekonomi Modeli’ni anlatmasıdır” olur.
DünyanıN süper güçlerinden biri olan Rusya’nın Meclis Başkan Yardımcısı ve Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Jirinovski, Prof. Dr. Baş’ın yanıbaşında saatlerce anlatılan modeli dinliyor, notlar alıyor. Daha sonra Prof. Dr. Haydar Baş’ı çalışma ofisinde ağırlıyor ve O’na gazetecilerin ve diğer davetlilerin önünde Mustafa Kemal’in şu sözlerini söylüyor:
“Ne mutlu Türküm diyene!”
Bu olay sadece şu yönü itibariyle bile; yani bir Rus parti başkanının hem de adı “Türk düşmanına çıkmış” Jirinovski’in “Ne mutlu Türküm diyene” demesi manşetlik bir haberdir.
Bu olay duyulduğu andan itibaren Türkiye’de çıkan bütün gazeteler için “flaş!flaş!” başlıklarıyla verilecek değerde manşet haberdi.
Kaplerinde zerre kadar “vatan sevgisi, Türklük gururu, bayrak aşkı” olan aydınların, yazarların kaleme sarılıp alkışlayacağı bir olaydı bu.
Ama hiçbir gazete bu “Jirinovski’nin Ne mutlu Türküm Diyene “demesini haber yapmadı.
Ne milli geçinenler, ne solcular, ne vatanserverler, ne haber için takla atan babı ali mensupları, ne şunlar ne bunlar.
Hiç kimse “bu muhteşem olayı” sayfalarına taşımadı.
Kör oldular, sağır oldular, dilsiz oldular.
Aradan bir aya yakın bir zaman geçti.
Bu defa Batman’dan ilginç bir haber geldi.
Batman valisi, şehir merkezinde bulunan “Ne mutlu Türküm diyene” yazısını kaldırmıştı. Bunun üzerine kendilerini “ulusalcı, Atatürkçü, vatansever” olarak nitelendiren cephe, koro halinde valiye saldırmaya başladılar.Haklılardı da. Bu ülkenin valisinin içinde Türk geçen bir yazıyı kaldırma cüretinde bulunması her şeyden önce oturduğu koltuğa bir hakaretti.
Am benim sitemim şu:
Rusya’ya gidip orada bir Rus parti liderine “Ne mutlu Türküm diyene” dedirten Haydar Baş’ı görmezden gelenler Batman’daki esef verici olaya tepki gösterermekte ne kadar samimi olabilirler?
Atatürk, neden “ne mutlu Türküm diyene” diyor?
O Türk, işgal altındaki bir ülkeden yokluk ve sefalat içindeki bir ülkeden “bir ordu kurdu, bir devlet kurdu, bir millet vücuda getirdi,bir egemen vatan yarattı.”
Bunu yaparken Türküyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnakıyla, Arnavutuyla, Abazasıyla, Kürdüyle birlikte yaptı.
Bunun için “Ne mutlu Türküm diyene!”
Bu muhteşem ittifakı sağlayan, bu muhteşem zaferi kazananan bütün etnik grupların adıdır Türk. Ve ne mutlu bunlara!
Ne mutlu, Birinci Cihan Harbi’nde yenilmesine rağmen özgürlük savaşı veren ve kazanan tek millete; Türk milletine.
Atatürk’ün dediği gibi mensup olduğu kimlikten dolayı “mutlu” olmayı hak edenler o kimliğe layık işler yapmak durumundadırlar.
Bugün “o mutlu insanlardan birinin adıdır Haydar Baş!”
Haydar Baş, bir ömür boyu iğne ile kuyu kazarak kaleme aldığı ve hayat tecrübesi ile derin ilmi birikimini birleştirerek şekillendirdiği milli ekonomi modelini, aldığı davet üzerine Rusya parlamentosuna gidip saatlerce anlatıyor; “Ey Rusya! Senin de, bütün dünyanın da kurtuluşu bu modeldedir” diyor, bunun üzerin Rusyanın en önemli partilerinden biri olan LDP’nin genel başkanı Jirinovski “Ne mutlu Türküm diyene” diye haykırıyor, Türkiye’nin sözde aydınları ve ruhsuz medya ise “SUSUYOR!”
Sonra da bu “suskun ruhsuzlar”, Batman’da “Türk kelimesi” Türklükten mutlu olmayan bir vali tarafından yere indirilince bağırıp çağırıyorlar.
Bu “körlere” çağrım şudur:
“Siz Atatürk’ün izinden gidip, “ne mutlu Türküm diyene “ bayrağını kıta kıta gezdiren Haydar Baş’a karşı kör olmaya, sağır olmaya devam ettiğiniz müddetçe, “Türk” davasında da ülkenin birliği ve dirliği davasında da samimi olamazsınız.
Bu kafa ile giderseniz daha çok “ağlayı sızlayıp, dövüneceksiniz.”
Körlükten uyanmazsanız sızlanmanız sahtedir ve kurtulma ümidiniz yoktur.