6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1339
Okunma
dün sormuştun ya!
bu duyguya neden kapıldın diye.
dünya varoldugunda
dünyanın doruğunda çiçekler ve kokular
denizindalgalarıyla çıkardıgı ses ve koku.
alacakaranlıkta mavi ile siyahın,
siyah ile beyaz ve lacivertin karışımıydı gözlerin,
çiçek kokularıyla karışandı yosun kokuların
ve rayihasıydı teninin kokusu.
dalgaların inlemesiydi kadınsı nefeslerin.
bir agustor sabahıydı veya geceyarısıydı,
ana rahmine düşüşün.
ekmegime sürdügüm balın tadıydı tadın.
içtigim suydu dudaklarından,
doguşunun sancılarını çekerken sen,
ben, elimde peynir ekmekle sıcakla boğuşuyordum.
ısırdıgım ekmegin sıcaklıgıydın sen,
işte bu sırada aglamıştı annen,
sen doğmuştun.
beyaz çarşaflarda doğurmuştu seni,
üzerinde bir kaç damla kan,
bir kaç damla gözyaşı,
belki de gözlerin rengini bundan almıştı ela.
belliki aşkı verememişti sana.
korkuların,kaçışların bundandır belki.
aşkındandır, tutkundandır,kadınlıgındandır,
korkma denizler gibi çagla,
daglar gibi sal kokularını,
bagır,korkusuzca haykır,
yüregindeki sesle haykır.
5.0
100% (7)