3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1103
Okunma
Hiçbir kaygı gütmeden; yalnız yürek diliyle
Yazmalıyım diyorum ama nerede heyhat
Hakikat güneşinin sönmeyen kandiliyle
Tutuşmak arzusudur bende biricik murat
Başına bu gayeyi yükleyen boş durur mu?
Yürür mü yavaş yavaş yoksa hep koşturur mu?
Herkes inandığınca tutar ucundan işin
Himmeti millet olan kıymetlidir elbette
Kalk silkin uyan artık feryattadır geçmişin
Anlarsan hakikati esiriz kemik, ette
Ne olur utandırma kefensiz yatanları
Yalnız hilal uğruna atıyordu canları
Kendi vicdanlarına kulak veren yiğitler
Gözlerini kırpmadan çekmişler sancıları
Anadan yardan geçip güller deren yiğitler
Yüklenmişler yılmadan en ağır acıları
Ne can ne mal ne evlat onlara engel değil
Ey cihan hizaya gel gıptayla öne eğil
Vazife elbet ağır yükü dünyalara denk
Kışlar kalıcı değil artık dönecek mevsim
Yüzlerinde ötenin ötesinde rengârenk
Işık ışık beliren derinden bir tebessüm
İlahi müjdelerle beklenen altın nesil
Boğ artık karanlığı gözyaşlarımızı sil
Çıkacak güzellikler şüphesiz gün yüzüne
Evler yurtlar yuvalar bayram neşesiyle şen
Sevgiyle dağılacak insanlar yeryüzüne
Evren, bir gün gülecek kalmasın hiç endişen
Ruhlarımız vuslata çok yakında erecek
Evren sevgi diliyle yeniden yeşerecek
MURAT CANBOLAT
5.0
100% (7)