0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
994
Okunma
Geçmişin külleri savrularak gecenin içinden geçip sabahın yüzüne vurunca
ibrem sınıra dayanır böyle her sabah
her sabah kokunu çekerim içime
sesini duyarım şarkılarda
kavgamızdan sonra sığınacağım tek saçak altı sen olursun
her sabah
her sabah asarım zihnimde kara kalemle yaptığın portreni
duvarda çarmıha gererim isa gibi uzun kara saçlarından seni
bakar bakar dururum suretini göremem ilkelerindeydi derim
şaşa kalırım böyle
çekerim içime seninmiş gibi soluğumu tüm kızgınlığımla
yakar içimi
susarım olmaz söylenirim olmaz yazarım olmaz
özlemim arzum umudum tükenmez
ararım seni bulamam sıcaklığını duyamam
avuturum kendimi
dinleyerek türkülerimizi şarkılarımızı
yarim salmış efkarını mapusa
uyandırın anamı derim
geçerim kendimden
yüküm tutmuş böyle ağırlığınca sabah
sen yollarından giderek
senden ben vazgeçemem
her sabah
böyle cıvıltılarıyla serçeler şarkılarını söyler saçakta
gün aydınlığa karanlığın koynundan çıkarken çırılçıplak
ben senden vazgeçemem
her sabah asarım portreni zihnime kara kalemle yaptığın portreni
duvarda çarmıha gererim seni isa gibi uzun kara saçlarından
her sabah.
her sabah çekerim içime seninmiş gibi soluğumu tüm kızgınlığımla
yakar içimi
sesini duyarım şarkılarımızda türkülerimizle avunurum her sabah