20
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1016
Okunma

Ne bahçende üzüm gördüm ey asmalı konak,
Ne de çelik halatlar ile semada bir salıncaksın.
Hayallerde kalan bir avuntu olabilirsin ancak,
Martıların çığlığında hatıralarda yaşayacaksın.
Sevemedim seni bir temmuz akşamında,
Keçi dağının eteklerinde olmak vardı şimdi.
Ah be ah, inan ki canım acımazdı zerre kadar,
Keşke bizim sinekler ısırsaydı şu esmer tenimi.
22.07.2009-Ahmet BOZTAŞ
bugünün çarklarından geçerken
yine şekil değiştirdi
hatıralara karışan hayaller
yarım kaldı pınara yolculuk
çamurları
kovamadım ufkumun içinden
yayla kokusunu özleyince biraz
zaten
maviye küser gözlerimdeki selim
ardı sıra
ankastre bir el uzanır karşı yamaçlara
yükü ağır dünyanın
kulaklarımı çınlatır misket gıcırtısı
ne acı ey gönlüm
alabora hisler ile
sanki denize batmış güneş
ve sonra
semaya kanatlanmış yakamozlarda giz
bağrı parçalanmış
bütün kayaları firari şu dağların
bir hoşum doğrusu
tütmek için kendine mesken arıyor
savrulurken sancısı belli dumanların
hangi topraklardan armağan o tenler
bir renk cümbüşü
yalancı bakışlardan süzülen esintiler
aslı unutulmuş neylersin
günü kurtarmak olmuş mesele
nihayet
kaşları çatılmış mehtabın
zira az değil
umutların üstüne katranları serpenler
04.03.2013-Ahmet BOZTAŞ
5.0
100% (21)