Bu aşkın membaı taş mı, toprak mı?
Yoksa sana akan nur mu? Ey Mekke!
Veya insandaki meşhur merak mı?
Gönülleri yakan nur mu? Ey Mekke!


Dört yanın dağ ve taş çöllerin serap
Gecelerin sıcak, gündüzün harap
Yine sen Mümine cennetlik şarap
Zorlukları yıkan nur mu? Ey Mekke!


Her bir misafirin delice âşık
Gecen, gündüz gibi gözlerde ışık
Olumsuz hallerin her bir ferde şık
Bu gözlüğü takan nur mu? Ey Mekke!


Yanında krallar, çobanlar aynı
Hizmetçi veyahut Kaanlar aynı
Aynı renk ihramla insanlar aynı
Bir seviye bakan nur mu? Ey Mekke!


O tatlı uyku yok gözler hep nemli
Kalpler kırık, dökük gönüller demli
Şeytanlar zincirli, nefisler gemli
Düşmanlara çakan nur mu? Ey Mekke!


Ey Mekke çekersin ehli imanı
Nasıl becerirsin sırlı ilanı?
Meccanen verirsin derde dermanı
Merhemini sıkan nur mu? Ey Mekke! (Mekke-i Mükerreme)



Salih Yıldız…23.02.2013





.